“Bir işaretimle Fenerbahçe’nin golü iptal edildi”

Bizler için son derece kıymetli olan gazetemizin okurları, öncelikle gazetemizin 20. kuruluş yıldönümünü kutlar, sizlerin de desteğiyle başarı dolu nice yıllar dilerim. Bu hafta ki röportaj konuğumuz yarım asrı aşan tecrübesi ve bir okul hüviyetini andıran, bilgisi, kazanımları ve emektarlığıyla foto muhabirlik dalında, ülke sporumuzun en önemli isimlerinden biri olmayı başarmış olan fotoroman, yazar ve yorumcu Fehmi Özgüler.

“Bir işaretimle Fenerbahçe’nin golü iptal edildi”
Yayınlama: 25.01.2022 16:29:05
Düzenleme: 23.10.2022 00:17
123
A+
A-

Cumhuriyet, Hürriyet, Milliyet, Güneş, Sabah ve Fotomaç gazetelerinde görevli olarak, sahalarda yarım asırlık tecrübeye sahip, duayen muhabir, yazar ve yorumcu Fehmi Özgüler hocam ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızda, tecrübelerine anılarına, bilgi ve birikimlerine şahit olacaksınız. Röportaj teklifimizi hiç düşünmeden kabul ederek bizleri onure eden, yaşayan en büyük fotoroman, yazar ve yorumcu Fehmi Özgüler hocama teşekkür ediyor, sizleri kendisiyle baş başa bırakıyorum.

* Fehmi Özgüler’i yakından tanıyabilir miyiz?
– 08.04.1945 Balıkesir Burhaniye doğumluyum. 1963 Yılında İstanbul’a geldik. Nuriye hanım ile evlendikten sonra İlknur, Ülkü, Gülnur ve Duygu isimli dört kızım oldu. Daha sonra Zeynep, Duru, Nil, Ömer ve Deniz isimli 5 torun sahibi oldu. İlk işyerim TEKSAN Su Sayaçları fabrikasında oldu. İlerleyen yıllarda İSKİ’ye sayaç tamir ustası olarak girdim. Bu arada Park Time olarak Cumhuriyet Gazetesi’ne amatör muhabir olarak başladım. Çok kısa sürede isim yaparak Güneş, Hürriyet, Milliyet ve Sabah gazetelerinde çalıştım. Birçok ödül sahibi. 51 yıl sonra Milli Olimpiyat Komitesinin Büyük ödülün sahibi oldum. Bu ödülü almam beni çok mutlu etti.

* Gazeteci olma fikri ve arzusu nasıl gelişti?
– Yanılmıyorsam 1971 yılıydı. Vefa stadına sürekli olarak amatör maçlara gidiyordum. Bir maç sonrası Yeni Sabah gazetesinde yeni işe başlayan amatör muhabir bana gelerek, “Ağabey ben işe bugün başladım. Daha acemiyiz. Buna bu maçı yıldızlar mısınız” dedi. Bende yıldızladım. Ertesi gün Yeni Sabah gazetesini aldım ve maçın yayınlandığını gördüm. Akşam evime gittiğimde rahmetli Osman amcama durumu anlatarak, “Ben amatör muhabir olmak istiyorum, tanıdığınız var mı?” dedim. Ertesi gün rahmetli Osman amcam bize gelerek, ”Ben İstanbul Üniversitesinde çalıştığım yıllardan tanıdığım Erol bey şu anda Cumhuriyet gazetesinde Muhasebe Müdürü yarın oraya gidiyoruz” dedi. Yarının olmasını iple çektim. Sabahın 5’inde kalkarak giyindim ve rahmetli Osman amcamı beklemeye koyuldum. Saat 10.00 olduğunda rahmetli Osman amcamla birlikte Cağaloğlu’ndaki Cumhuriyet’in binasına gittik ve Erol bey ile görüştükten sonra bize spor servisi şefi rahmetli Abdülkadir Yücel ağabeyime yönlendirdi. Kısa bir diyalog sonrasında işe Şeref stadında başladım.

* Neden muhabirlik?
– Vefa stadından gelen birisine 120.000 trajı olan Cumhuriyet gazetesine seni hemen yazar yapmazlar. Şeref stadındaki amatör maçları başarılı şekilde verdim. Bir ay sonra rahmetli Abdülkadir ağabeyim beni çağırarak, “Fehmi seni çok başarılı buldum ve seni amatör ekibin başına şef yaptım” dediğinde dünyalar benim olmuştu. İlerleyen yıllarda Türkiye’nin önemli gazetelerinden teklifler gelmeye başladı. Ben basının önemli isimlerinden biri oldum. Muhabirlik, foto muhabirliği, editörlük ve yazarlık yaptım.

* Muhabir olarak mesleğe başladığınız gazete hangisiydi?
– Basın hayatına o günlerin önemli gazetesi Cumhuriyet’te başladım.

* Mesleğin ilk yıllarında beğendiğiniz ve kendinize örnek aldığınız isimler kimlerdi?
– Rahmetli Hüseyin Kırcalı, rahmetli Mahmut Küçük, rahmetli İsmet Gümüşdere, rahmetli Abdülkadir Yücelman, rahmetli Kahraman İslam Çupi.

* İlk haberinizi hatırlıyor musunuz?
– Yanılmıyorsam Muradiye’nin maçıydı. Orta hakem ise Sabri Çelik’ti. Ertesi gün Cumhuriyet gazetesinin almaya gittiğimde çok heyecanlıydım. Maçı ve imzamı gördüğümdü çok mutlu oldum.

* Objektifin arkasında yaşadığınız en ilginç anınız hangisidir?
– Milliyet’te çalıştığım yıllarda dia çekiyorduk. Sezon açılışları olduğunu için 6 işe gitmiştim. Gazeteye gelerek makineyi açtığımda film koymadığımı gördüğünde şok olmuştum. Diğer gazeteleri arayarak fotoğrafları temin ettim.

* İlk yazınız hangisiydi ve o an neler hissettiniz?
– Yukarıda belirttiğim gibi Muradiye’nin maçıydı. Maç yazıma ve imzama defalarca baktım ve herkese söyledim.

* Çalıştığınız İSKİ’de futbol takımı kurma fikri nasıl gelişti ve devamla neler oldu?
– İSKİ’de çalışırken Genel Müdürümüz Dr. Atom Damalı beni çağırarak, İSKİSPOR’u kurmamız için bana talimat verdi. DSİspor’un kapanmasıyla Genel Kaptan Erdoğan Erdem, İdari Menajer Sabahattin Keskin ve Teknik Direktör rahmetli Turhan Özyazanlar’ın İSKİ’ye alınmasını sağladım. Çok kısa sürede işlerler tamamlanarak,  İSKİspor federe oldu.

* Statta eşinizi unuttuğunuz doğru mu?
– Evet doğru. İSKİspor’u kurduk ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği turnuvaya katıldık. Amatör ligin en iyi futbolcularını kadroya aldığımız için herkes koşa koşa geliyordu. Hatta bize gelmek için torpil bile yapıyorlardı. Bu nedenle çok iyi takım kurmuştuk. Turnuvada önümüze gelene 7-8 çekerek, gruptan lider olarak çıktık. Yarı finalde rakibimiz Gaziosmanpaşa Belediyesi’ydi. Çok rahat yenmemiz gerekiyordu. Finale çıkabilmemiz için iki maç yapmamız gerekiyordu. Bende Nuriye hanımı alarak Vefa stadındaki maçımıza gittik. Tek kale oynuyorum ama gol atamıyoruz. Buna karşılık bir de gol yedik ve maçı 1-0 kaybettik. Ben bu hırsla soyunda odasına de daha sonra İSKİ’ye gittim. Daha sonra Nuriye hanımı Vefa stadında unuttuğumun farkına vardım. Özür dilememe karşın, benimle 1 hafta konuşmadı ve sonra barıştık.

* Muhabir olarak gittiğiniz maçlarda yan hakemlik yaptığınız da olmuş. Bundan bize söz eder misiniz?
– Tarihini hatırlama şansım yok. Fenerbahçe-İstanbulspor maçıydı. Maçın yardımcı hakemi Bülent Bozdoğan ile ayni kaleye yakın taraftardaydık. Bir Fenerbahçe atağından ortalanan top İstanbulspor ağlarına girmişti. Bülent Bozdoğan bana baktığından, “Ben başımı yukarıya kaldırarak, topun taçtan geldiğini ima ettim. Fenerbahçeli futbolcular sevinirken, Bülent Bozdoğan bayrağına kaldırarak, gol iptal etti. Fenerbahçeli oyuncuların itirazı ise sonuç vermedi.” Ertesi gün MHK Üyeleri Bülent Bozdoğan’ı haklı bularak tebrik etti.

* Makineye film koymayı unutmak nasıl bir duygudur?
– O anı bir daha yaşamak istemem. Allah kimseye o anı yaşatmasın.

* Peki ya gözlük camınızı düşürmeniz?
– Anadolu Efes ile Yunanistan’a uçakla maça gidiyorduk. Uçak havalandı ve gazeteleri okumak istedim. Gözlüğümü taktığımda sol gözümün iyi görmediğini fark ettim. Güderiyi çıkararak silmek istediğimde sol parmağım gözlüğün içinde girdi. Sizin anlayacağınız gözlük camı çantamın içine düşmüş. Kendimi gülmekten alamadım.

* Analog makineden dijitale dönüş nasıl bir duygu ve buna alışmak zor olmadı mı?
– Dijital çıktığında basın hayatımın sona erdiğini zannettim. İlerlemiş yaşıma karşın onunda üstesinden gelerek, uzun yıllar gazeteciliğe devam ettim. Dijital benim yeniden doğmama neden oldu. Çıkarandan Allah razı olsun.

* Size fotoğrafçı denmesine kızarmışsınız neden?
– Ben fotoğrafçı değilim ki ve fotoğrafçı desinler. Adam düğünde fotoğraf çekiyorsa o fotoğrafçıdır. Onun mesleğidir. Benim çektiğim özel fotoğraflar var. Ben fotoğraf çekerim, haber yaparım. Benim işim ayrı. Bana foto muhabiri desinler. Düğünde fotoğraf çekene foto muhabiri deme şansınız var mı? Tabii ki yok.

* Size göre en kötü ve en iyi fotoğraflarınız hangileridir?
– Kötü fotoğrafım yok dilebilirim. İyi değil ama beğendiğim fotoğrafım söyle söyleyebilirim. O zamanki ismiyle Efes Pilsen Final-Four’a kalmıştı, Güneş’te çalışıyordum. Müdür İbrahim Seten, iş yapmamı istemişti. Bende Atlıspor’dan 4 tane sakin at istedim ve 3 gün içinde buldular. İsimleri hatırlamakta zorlanıyorum. Efes Pilsen’den İbrahim Kutluay, Hidayet Türkoğlu, Hüseyin Beşok ve Ömer Onan’ın razı ederek, Atlıspor’a giderek Kutluay, Türkoğlu, Beşok ve Onan’ı atlara bindirerek, Mahşer’in 4 atlısı haberi yaptım. Bu haber o günlerde ilgi çekmişti.

* Beni iyi çek gibi teklifte bulunanlar oluyor muydu?
– Tabi ki oluyordu. Onları kırmamak adına çekiyordum.

* Meslek hayatınız boyunca unutamadığınız bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?
– 51 Yıl sonra TMOK Büyük Ödül sahibi olmam beni tarifsiz mutlu etti. Bazı paralı şeyle sizi mutlu edemez. Ben bu ödülü almak için 51 yıl bekledim. Ben bu ödül için Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’ne teşekkür ediyor.

* Gününüzdeki şartları ile bu günümüzü karşılaştırdığınızda iç çektiğiniz oluyor mu?
– 50 Yıllık basın hayatını dolu, dolu yaşadım. Çalıştığım gazeteler, bizleri otellerin en güzellerinde ağırladı. Cebinize bol miktarda koydu.

* Meslek hayatınız boyunca sizi en çok üzen ve mutlu eden gelişmeler neler oldu?
– Yaşantımda ufak tefek üzenler oldu. Zamanla onların üstesinden geldim. Güneş gazetesine transfer olduğumuzda Müdürümüz rahmetli Necmi Tanyolaç, bizi toplayarak, her ay en çalışkanımıza bir maaş ikramiye vereceğini söyledi. Ay sonunda beni çağırarak, “Fehmi seni tebrik ediyorum. İlk ayın en başarılısı sensin. İlk ikramiye senin” demesi beni mutlu etti.

* Mesleğinizi sevmenizde neler etkili oldu?
– Gazetecilik mesleğini, fotoğraf çekmeyi ve haber yapmayı çok seviyorum. Yine öyle bir şansım olsa yine ayni işi yaparım.

* Bizim için canlı izlediğiniz ve beğendiğiniz oyunculardan bir 11 oluşturur musunuz?
– Turgay (G.Saray), Ekrem (G.Saray), Alpaslan (F.Bahçe), Niko (Beşiktaş), M. Cemil Trabzon), Sedat III (Bursaspor), Can (F.Bahçe), Lefter (F.Bahçe), Yusuf (Beşiktaş)- Metin Oktay (G.Saray), İskender (Trabzon)

* Gününüzden günümüze en başarılı bulduğunuz foto muhabirleri kimlerdir?
– Serkan Hacıoğlu (Fanatik), Yusuf Dursun (Fanatik), rahmetli Erkan Koyuncu (Sabah).

* En misafir iller hangileriydi?
– Diyarbakır, Mardin, Trabzon, Bursa, Adıyaman, Kocaeli ve Sakarya.

* Yeni ve genç meslektaşlarınıza ne gibi önerilerde bulunmak istersiniz?
– İki şey söyleyebilirim işini seveceksin ve ikili ilişkilerin mükemmel olacak.

* Son olarak okurlarımıza neler söylemek istersiniz?
– Ben işimi çok sevdim, ikili ilişkilerim süperdi. Herkesle iyi geçindim, 100’e yakın yurt dışı seyahatim oldu. Türkiye’ye 4 tur attım. Yaşım müsait olsa yine bu işimi yaparım. Başta Batman ilimizdeki kıymetli meslektaşlarıma ve diğer herkese mutlu ve sağlıklı günler diliyorum.

TEŞEKKÜRLERİMİZLE…
Tele-Röportajımıza bir ay boyunca sponsor olarak bizlere destekte bulunan dernek üyemiz Bozkurt Tekstil ve ütü paketin sahibi değerli dostum, iş insanı Süleyman Bozkurt’a teşekkür eder, işlerinde bereketli kazançlar dilerim.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.