“Yabancı hayranlığı futbolumuzu karanlığa itiyor”

Merhabalar Tele-Röportajın bu haftaki konuğu ülke futbolumuzun yetiştirmiş olduğu ender spor adamlarımızdan biri olan futbolculuğunda Samsunspor, İzmirspor, Bucaspor, Alanyaspor, ve Sincanspor’da forma giyen teknik direktörlük kariyerinde ise Samsunspor, Diyarbakırspor, Adana Demirspor, Manisaspor, Kayserispor, Mersin İdmanyurduspor, Altay, Giresunspor, Boluspor, Adanaspor, Gümüşhanespor, Fethiyespor, Bucaspor, Elazığspor, Kastamonuspor ve Diyarbekirspor’da teknik direktörlük yapan ve geçtiğimiz günlerde İzmirspor ile anlaşma sağlayan Levent Eriş.

“Yabancı hayranlığı futbolumuzu karanlığa itiyor”
Yayınlama: 01.02.2022 16:21:06
Düzenleme: 23.10.2022 00:19
402
A+
A-

WEMBLEY’DE İLK TÜRK LEVENT ERİŞ
İzmir Eşrefpaşa’nın mütevazi kondularından çıkan 13 yaşında bir Türk çocuğu sırtında taşıdığı Ay-Yıldızlı formayla İngiltere’nin meşhur Wembley stadyumunda ülkesini penaltıcı olarak temsil etmişti. İngiliz ITV televizyonu tarafından her yıl düzenlenen “Küçük Penaltıcılar” yarışmasına 1976 yılında TRT aracılığıyla İzmirspor kulübü adına katılmıştı küçük Levent. İnönü stadında yapılan ön elemede 88 küçük penaltıcı arasında birinciliği kazanan 13 yaşındaki bu Türk çocuğu, uluslararası yarışmaya katılma hakkını elde etmişti. Wembley’de dev kalabalık önünde yarışan Levent, yarışmanın finaline de kalmaya hak kazanmıştı. Küçük penaltıcımız finalde 5 ülkenin yarışmacıları ile mücadele edecekti. Penaltı çekilen kalede Queens Park Rangers’ın ünlü kalecisi Phil Parkers vardı. Hollandalı küçük penaltıcı 6 atışını da gole çevirirken Levent ’in 6. ve son şutu direkten dönünce ikinci olmuştu. Kaleci Parker tebrik ettiği Levent’e “Kalecilik hayatımda bana yeni ve büyük bir tecrübe kazandırdın. Hep aynı köşeye atış yapacağın aklıma bile gelmemişti” diyerek büyük bir övgü ile işaret ettiği eski Milli futbolcu / Teknik Direktör Levent Eriş hocam ile gerçekleştirdiğimiz Tele-Röportajımız sizlerle…

* Levent Eriş’i yakından tanıyabilir miyiz?
–  17.09.1962 İzmir doğumlu, evli ve yaşamı sadece futbol olan bir teknik adamım. 

 * Futbola ne zaman ve hangi takımda başladınız?
– 10 Yaşında İzmirspor altyapısında başladım. 

* Futbolcu olmasaydınız ne olmak isterdiniz?
– Kesinlikle askeriyede subay olmak isterdim. 

* Futbolculuğunuzun ilk yıllarında beğendiğiniz ve kendinize örnek aldığınız isimler?
– Mustafa Denizli, Franz Beckenbauer.

* Futbol dışında hobi olarak neler yapardınız?
– Sporun her dalını izlemeyi ve takip etmeyi sever, futbol gelişimini yakından takip etmeyi kendime bir hobi edinmişimdir.

* Futbolcu olarak, kendinizi en başarılı saydığınız kulüpler hangileridir.
– İzmirspor, Karşıyaka, Samsunspor, Kuşadasıspor, Bucaspor bu kulüplerin her birinde PLAY-OFF ve şampiyonluklar yaşadım.

* Futbolculuğunuz boyunca sizi en çok üzen ve mutlu eden maçlar hangileriydi?
– 18 Yıllık profesyonel futbolculuk hayatımda anıları birbirinden değerli çok üzen ve mutlu eden müsabakaların olduğunu söyleyebilirim

* Futbolculuğunuz boyunca keşkeleriniz neler oldu?
– Keşkelerimin başında İzmirspor kulübünde futbol piyasasına çıktığım ilk senemde transfer hakkımı o dönemde bugünkü gibi bosman kanunlarının olmadığından dolayı kulüplerin bizi vermesine tabi olduğumuzdan ötürü keşke İzmirspor kulübünün o günkü yöneticileri çok miktarda para istemeyip, beni isteyen Fenerbahçe’ye veya Galatasaray’a verseydi.

* Olsa yine yaparım dediğiniz şeyler var mı?
– Profesyonel futbol hayatımda mantığımdan çok duygularımla hareket ettiğimden dolayı duygularıma hitap eden ne varsa dediğimiz şeyleri yine yaparım.

* Futbolculuğunuzda en çok beğendiğiniz başkan, yönetici ve teknik direktörler kimlerdi?
– Cavit Ölçer, Hasbi Menteşoğlu, Engin Berberoğlu Başkanlarımızı, Ali Kasapoğlu, Tekin Alkan, Aykut Yenice yöneticilerimizi, teknik direktör olarakta rahmetli Doğan Emültay ve Halil Bıçakçı hocalarımı çok beğenirdim.

* Yönetimlerinizi beğendiğiniz hakemler kimlerdi.
– Erman Toroğlu, Hasan Ceylan hocalarımın yönetimlerini çok beğenirdim.

* En çok beğendiğiniz TFF ve MHK Başkanları kimlerdir?
– Mahmut Özgener Başkan ve Oğuz Sarvan Hocam. 

* Birçok takımda Teknik Direktör olarak görev aldınız. En güzel çalışma ortamını nerelerde buldunuz?
– İzmirspor, Vestel Manisaspor, Adanaspor, Giresunspor, Manisa FK, Elazığspor takımlarındaki ekonomik olmasa da en iyi çalışma ortamlarında en çok keyif aldığım yerlerdi benim için.

* Teknik Direktörlük kariyerinizde sözüne sadık, size en çok güven veren Başkan ve yöneticiler kimlerdi?
– Cengiz Ergün, Kenan Yaralı, Bayram Akgül, Olgun Aydın Peker, Semih Vardarer ve Mustafa Tuncel. 

* Futbolcu ve teknik direktör olarak görev aldığınız kulüplerde sizi en çok etkileyen kulüp taraftarı hangileriydi?
– İzmirspor, Adana Demirspor, Adanaspor, Giresunspor taraftarları beni her zaman etkilemiştir. 

* Ülke futbolumuzun bu denli yabancılara gebe kalması hakkında neler söylemek istersiniz?
– Yabancı hayranlığımız maalesef ki sadece futbolda değil tüm sektörlerde olduğu gibi bize handikap sağlayan, değerlerimizi kaybetmemize neden olan en büyük sıkıntılardan bir tanesidir. Kendi evlatlarımıza vereceğimiz değerleri yabancıların ellerine sunarak hem futbolumuzu hem de geleceğimizi karanlıklar içerisinde bırakmamıza neden olduğunu düşünüyorum. Futbolumuzu yabancılara gebe olarak değil de yabancılara mecburmuşuz gibi söylemlerde bulunanlara sorulmalı diye de ekliyorum. 

* Ülke futbolumuzun alt yapılarında verilen eğitimleri yeterli buluyor musunuz?
– Hayır hiç yeterli bulmuyorum. Ülke futbolumuzun maalesef ki altyapısı sen, ben, bizim oğlan futbolu bırakmış, futbolcu eskilerine kapı bulmak için bilgisiz, plansız, programsız ve kendini geliştirip eğitmeyen insanlara verilmesinden dolayı da yeterli seviyeye gelmeyeceğini düşünüyorum. 

* Bütün teknolojik imkanlara rağmen hakemlerimizin başarısızlığını neye bağlıyorsunuz?
– Kesinlikle teknoloji futbolun içinde yer almalı, teknolojiden destek alınmalı. Lakin futbolun içinde anlık gelişmelerden dolayı psikolojik değerlerin çok daha önemli olduğunu, sadece teknoloji ile yönetilmemesi gerektiğini bu konuda biraz daha eğitimlerin manevi değerleri ve futbolu bilen insanların hakemlik yönetimi ele alması gerektiğini düşünüyorum.

* Levent Eriş’i en çok neler mutlu eder ve üzer?
– Levent Eriş sevginin, saygının ve bağlılığın olduğu her yerde üzülmekten de mutlu olmaktan da bu duyguları yaşamaktan da keyif alır. 

* İzmir ve İzmirspor sizin için neler ifade eder?
– İzmirspor benim için bir futbol kulübü değil bir yaşam hikayesidir. 7 Yaşında annesini-babasını kaybetmiş bir çocuğun tutunabilecek tek dalı olup, evine ilk ekmek parasını, televizyonunu, buzdolabını İzmirspor sayesinde alan birisine İzmirspor ne ifade eder demek sanırım teferruata girer. 

* Unutamadığınız bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?
– 1976 yılında İzmirspor’un minik penaltıcısı olarak İngiltere’de Wembley stadına çıkan ilk Türk olarak Dünya 2. olmak belki de benim için unutamayacağım en büyük anıdır. 

* Siyasetin bu denli futbolun içine sinmiş olması hakkında neler söylemek istersiniz?
– Maalesef günümüzde siyaseti arkanıza almadığınız taktirde hiçbir güç sizi kolay kolay bir yerlere götüreceğine inanmıyorum. Siyaset artık öyle kişileri öyle yerlere taşır hale geldi ki maalesef mesleğimden, birikimimden, bunca yaşadığımı şampiyonluklardan ve PLAY-OFF’lardan utanır hale geldim. Artık hak edenin değil, siyasetin itaati ve gücü ile kendilerine takım bulanlardan büyük üzüntü duymaktayım. 

* Genç ve yeni futbolcu adaylarına ne gibi önerilerde bulunmak istersiniz?
– Futbol dün ne kadar çalışmaktan yana doğru orantılı ise bugünde bilim ve teknolojiyi içine alarak çok daha gelişmeye açık bir dönem haline geldi. O yüzden bütün oyuncuların genç veya tecrübeli kendilerini bu yeniliğe açık bir şekilde çalışarak küçük şahsi kaprislerle yeteneklerini yok etme pahasına geleceğini köreltmelerine izin vermemelerine, onlara söylenen her sözden bir şeyler alabileceklerine inanmalarına ve yaşamlarına dikkat etmelerini isterim. 

* Genç ve yeni teknik direktör adaylarına ne gibi önerilerde bulunmak istersiniz?
– Futbolun gelişimine çok açık ve çok çalışarak eğitimin bütün basamaklarını tek tek çıkarak acele etmeden sabırsız davranmadan geldiği noktada donanımı, birikimi, bilgisi tamamlanmış hiçbir oyuncunun, hiçbir yöneticinin, hiçbir medyanın, hiçbir taraftarın baskısı ve söylemleri altında kalmadan kendilerini hazırlamalarını can-ı gönülden isterim. Maalesef ki ülkemizin yaşadığı sıkıntılarda yılmadan siyasetin güçlü olduğu transferi sadece siyasetin üzerinden yapanlara inat kendilerini geliştirerek bu tür riyakatçılara dimdik karşı durmalarını, hayata karşı vazgeçmeden çalışmalarını arzu ederim. 

* Son olarak okurlarımıza ne gibi mesajlar vermek istersiniz?
– Sevgili okurlarımıza 18 senelik futbolculuk, 24 senelik antrenörlük hayatımızda yaşadığım bilgi, birikim ve deneyimlerimizi aktarmamızı sağladığınız için çok teşekkür eder herkese sevgi ve saygılarımı sunarım.

 

TEŞEKKÜRLERİMİZLE…
Tele-Röportajımıza bir ay boyunca sponsor olarak bizlere destekte bulunan dernek üyemiz Bozkurt Tekstil ve ütü paketin sahibi değerli dostum, iş insanı Süleyman Bozkurt’a teşekkür eder, işlerinde bereketli kazançlar dilerim.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.