“FENERBAHÇELİ OLMAK BAMBAŞKA BİR AYRICALIKTIR”

* Sizi yakından tanıyabilir miyiz?
– 02.10.1957 Sivas doğumluyum. Ben 3 yaşındayken İstanbul’a taşındık ve 62 yıldır İstanbul’da yaşıyoruz.

* Futbola ne zaman ve hangi takımda başladınız?
– Bende herkes gibi sokak aralarında oynayarak başladım. Büyük ağabeylerim benim yetenekli olduğumu görünce 1970 yılında 13 yaşındayken Galatasaray’ın seçmelerine getirdiler. 100 Kişi arasında seçilen 2 kişiden biriydim ve böylece futbol hayatım başladı.

* Futbolcu olmasaydınız ne olmak isterdiniz?
– Pilot olmak isterdim.

* Futbolculuğunuzun ilk yıllarında beğendiğiniz ve kendinize örnek aldığınız isimler kimlerdi?
– Tabii ki kaleci olduğum için Galatasaray altyapısındayken Yasin Özdenak’ı beğenir ve kendime örnek alırdım.

* İlk profesyonel transferinizi hangi takıma yaptınız?
– İlk profesyonel maçıma Edirnespor ile çıktım.

* Fenerbahçe kariyeriniz nasıl başladı ve ilk maçınızda neler hissettiniz.
– Fenerbahçe kariyerim 1981 yılına başladı. Edirnespor’da yılın futbolcusu seçilmiştim. Tüm 1. Lig Kulüpleri (Süper Lig) Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray ve Beşiktaş başta olmak üzere birçok kulüp beni transfer etmek istese de ben tercihimi Fenerbahçe’den yana kullandım ve sezon bitmeden Fenerbahçe ile anlaştım. İlk maçım Altay’ı 3-0 yendiğimiz maçımızdı. Tabii ki kolay olmadı, çünkü takımın en riskli bölümü olan Türkiye’nin en büyük kulübü Fenerbahçe gibi bir takımın kalesini korumak ve en önemlisi de en ufak bir hatayı kaldırmazdı.

* Fenerbahçe’deki ilk zamanlarda en iyi anlaştığınız oyuncular kimlerdi?
– Fenerbahçe’deki ilk zamanlarımda anlaştığım oyuncu sayısı epey fazlaydı. Çok iyi bir arkadaşlık ortamı vardı. Diğer kalecimiz Yaşar ile çok iyi anlaşıyorduk ve 5 yıl beraber oynadık. Hiç birbirimizi kırmadık, inanın diğer takım arkadaşlarım ile de kardeş gibiydik.

* 7 Yıl aralıksız formasını giydiğiniz Fenerbahçe’de sizi en çok üzen ve mutlu eden maçlar hangileriydi?
– Fenerbahçe’de 7 sene futbol oynadım. Bu süre içinde tabii ki sevindiğimiz ve üzüldüğümüz maçlarımızda oldu.

* Fenerbahçe savunmasında size en çok güven veren isimler kimlerdi?
– İlk geldiğim yılda Erdoğan Arıca (rahmetli), Onur Kayador, Cem Pamiroğlu, Alpaslan Eratlı dörtlüsü olarak oynadık ve hepsi de kaliteli oyunculardı. Ama Alpaslan Eratlı bunlardan apayrı bir yetenekti ve bana göre dünyanın sayılı oyuncularından biriydi. Müthiş bir oyun zekâsı ve çok iyi bir sol ayağı vardı.

* Fenerbahçe’den transfer olduğunuz Adanaspor’dan tekrardan transfer edildiniz. Bize bu süreçten söz eder misiniz?
– Evet 1988 yılında Fenerbahçe’den ayrıldım. Ayrılmayı kendim istedim ve Adanaspor’a transfer oldum. Hocamız Ali Hoşfikirer ve daha sonra gelen Gündüz Tekin Onay hocalarımız ile 2. ligde şampiyon olduk. Orada iki yıl oynayıp çokta başarılı olduk. Daha sonra ise Fenerbahçe takımının başına Todor Veselinoviç geldi. Bildiğiniz gibi o dönemler Yugoslav furyası vardı. Veselinoviç beraberinde 3 Yugoslav oyuncu getirmişti. Getirdiği adamlardan para alıyordu! Ben takım kaptanı olduğum halde maç başı alıyordum. Yugoslav oyunculardan kendisi de para aldığı için benimle çalışmak istemediğini söyledi. Toni Schumacher sakatlanınca takımda üç tane kaleci olmasına rağmen Fenerbahçe Kulübü beni geri çağırdı ve böylece tekrardan yuvama geri dönmüş oldum. Çok iyi oynadığımız o sezon şampiyonluğu son maçta kaçırmıştık.

* Geri döndüğünüz Fenerbahçe’den bu kez Gaziantepspor’a transfer oldunuz. Sizi Fenerbahçe’den ayıran etkenler nelerdi?
– Evet, Fenerbahçe’ye geldiğimde Teknik Direktörümüz olan Todor Veselinoviç Gaziantepspor ile anlaştı ve kendisiyle birlikte Gaziantepspor’a gelmemi istedi. Ben de önümüzdeki Beşiktaş ile olan Cumhurbaşkanlığı Kupası maçında da çıkıp kupayı da takımıma kazandırdıktan sonra ayrıldım. Ayrılmamdaki en büyük sebep, kulüpten alacaklı olmama rağmen Başkan Metin Aşık sözünde durmayıp alacaklarımı ödemeyince bende maddi açıdan düşünüp Gaziantepspor’a transfer oldum.

* Gaziantepspor’dan Sakaryaspor’a transfer ve son bulan kariyerinizi kısaca özetler misiniz?
– Aslında futbolu bırakmaya karar vermiştim ama yıllarca Fenerbahçe’de beraber oynadığım İlyas Tüfekçi Sakaryaspor ile hoca olarak anlaşınca beni de takımına hem oyuncu hem de yardımcı antrenör olarak isteyince orda bir yıl oynadıktan sonra futbolu bıraktım.

* Aktif futbolculuk yaşantınızda sizi en çok üzen ve mutlu eden gelişmeler neler oldu?
– Tabii mutlaka çok üzücü olaylar oldu, bunlardan biri de çenemin kırılmasıydı. Elim kırıldı, bazı sakatlıklar yaşadım. Fenerbahçe’de kırık çene ve kırık elle oynadığım zamanlarım oldu ama maalesef sonradan bu vefanın karşılığını göremedim. Bunlar da beni çok üzdü haliyle. Fenerbahçe’de her şeye rağmen güzel günlerim oldu, şampiyonluklar yaşadım, kupalar kazandım.

* Futbolculuk kariyerinizde keşkeleriniz neler oldu?
– İnanın hiç keşkem olmadı, dopdolu ve başarılı bir kariyer yaşadım.

* Olsa yine yaparım dediğiniz şeyler nelerdir?
– Yine Fenerbahçe’ye gelirdim.

* Birlikte çalıştığınız ve en çok beğendiğiniz Teknik Direktörler kimlerdi?
– İlyas Tüfekçi ile başladım hocalığa. Çok iyi bir Teknik Direktördü ve ondan çok şey öğrendim. Mustafa Denizli ile 7 sene çalıştım. Denizli zekasıyla, futbol bilgisiyle, kişiliğiyle çok iyi bir Teknik Direktördü. Gittiği her takımda aile ortamını yaratmayı başarıyordu. Böyle hocalar sanırım bir daha kolay kolay gelmez…

* Çalıştığınız kulüplerde en iyi Başkan ve yöneticiler kimlerdi?
– Bana göre iyi Başkan ve yönetici diye bir şey yoktur. Siz iyiyseniz onlar da iyidir?

* Yeterince Milli takımda yer alamayışınızı nelere bağlıyorsunuz?
– O zamanlar çok değişik şeyler oluyordu. Düşünün, bir kaleci olarak yılın sporcusu seçiliyorsunuz ama yine de Milli takıma davet edilmiyorsunuz. Gerisini siz düşünün artık.

* Fenerbahçeli Nurettin Yıldız olarak anılmak nasıl bir duygudur sizin için?
– Tabii ki her futbolcu hangi takıma oynarsa oynasın o takımlar ile anılmaları çok güzel bir duygudur. Ancak Fenerbahçeli olmak gerçekten de bambaşka bir ayrıcalıktır. Belki başka kulüplerde oynayanlar unutuluyor ama Fenerbahçe’de oynayan hiçbir futbolcu unutulmuyor. İyi ki Fenerbahçeli Nurettin olarak anılıyorum, bu mutluluk her şeye değer.

* Futbola veda ettikten sonra neler yaptınız ve şimdilerde nelerle uğraşmaktasınız?
– Futbola veda ettikten sonra hocalığa başladım ve ilk olarak İlyas Tüfekçi ile başladım bu işe.

* Gününüzdeki ile günümüzdeki şartları karşılaştırdığınızda iç çektiğiniz oluyor mu?
– Tabii ki bizim zamanımızda şartlar o kadar zordu ki, çoğu zaman paramızı almakta güçlük çekiyorduk. Malzeme yoktu, sahalar çok kötüydü ve bunlara benzer pek çok etkenler vardı. Şimdiki zamanda en kötü futbolcu bile dünya kadar para kazanabiliyor ve hem de çoğu yapılan sözleşmeler ile garanti altına alınıyor bu alacaklar. Gerçekten de şimdi her şey çok güzel, alınan ücretler olsun, statlar, sahalar, malzemeler artık hepsi kaliteli ürünler hepsi birbirinden özel ve güzellerdir.

* Döneminizde duygularıyla hareket eden oyuncuların yerini daha çok profesyonel düşünen oyunculara bıraktı. Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?
– Güzel bir soru oldu bu. Biraz evvel de söyledim, sakatta olsak hasta da olsak çıkar oynardık. Ama şimdiler hem para kazanıyor hem de az ağrısı olanlar risk alıp oynamıyor ya da oynatılmıyor. Bilhassa yabancı oyuncular bu konuda çok titiz davranıyorlar!

* Ülke futbolumuzun altyapı eğitimlerini yeterli buluyor musunuz?
– Hayır maalesef bulmuyorum. Artık siyaset girdi işin içine, özellikle futbolda işi bilmeyenler bile hocalık yapar oldu ve onun için de kayda değer hiçbir olmuyor artık.

* Son olarak okurlarımıza ne gibi mesajlar vermek istersiniz?
– Kıymetli Batman halkına selamlarımı iletirken, şampiyonluk hedefine emin adımlarla ilerleyen kulübünüze de başarılar dilerim. Ayrıca röportaj teklifinizden ötürü size teşekkür eder, gazeteniz çalışanlarına selam ve sevgilerimle.

TEŞEKKÜRLERİMİZLE…
Cumhuriyet Halk Partisi Küçükçekmece Mehmet Akif Mahallesi temsilcisi ve aynı zamanda Küçükçekmece / İkitelli Batman Kozluklular Derneği Siyasi Partilerden Sorumlu Başkanvekili olan Doğan Şahin Örnek dostuma, Tele-Röportajımıza verdiği destekten ötürü kendisine teşekkür eder, başarılı çalışmalarının devamını dilerim.