Diyanet deprem bölgesinde…

Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor: “Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’an-a) sımsıkı sarılın; bölünüp parçalanmayın.” (Al-i,imran, 103) Böyle durumlarda gün kenetlenme ve yardımlaşma günüdür. Birbirimize düşme ve nifak tohumları serme günü değildir. Efendim deprem bölgelerine bu kurum gitmiş, bu kurum gitmemiş günü değildir. Bu ülkenin vatanı olan ve ülkesini seven herkes elinden geleni yapmıştır ve yapmaya devam edecektir. Ben bu kanaatteyim…

Asrın felaketinin yaşandığı ilk günden şimdiye kadar Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı hem maddi, hem manevi olarak vatandaşların yaralarını sarmak için sahada çalışmalarını sürdürmektedir. Depremin olduğu ilk günü Diyanet İşleri Başkanı sayın Prof. Ali Erbaş hocamız bölgedeydi. Televizyon ekranından bizzat kendisinden duydum. Daha sonra Diyanet tarafından Genel müdürler, Daire başkanları, il Müftüleri, ilçe müftüleri, vaizler, vaizeler, depremin olduğu il ve ilçelere koordinatör olarak görevlendirdiler. Defin, teçhiz, kefen ve diğer yardımlar için bölgeye İmam hatip, müezzin, kayyım, Kuran kursu öğreticisi, bayanlar içinde bayan Kur’an kursu öğreticileri görevlendirdi. Diyanet ilk anda 71 il müftüsü, ilçe müftüleri, vaizler ve diğer personelden oluşmak üzere toplam 2 bin 500 personel görevlendirdi. İhtiyaç üzere peyder pey personel artırıldı. Diyanetin verilerine göre şuanda bölgede değişimli olarak toplam 17 bin 299 diyanet personeli görev yapmaktadır. Yine verilere göre 377 bin 355 depremzede vatandaşlarımız bin 309 camii ve Kur’an kurslarında konaklamaktadırlar. Her türlü giyim, gıda ve diğer ihtiyaçları hocalarımız aracıyla giderildi. Üç bine yakın 4-6 yaş grubuna ait çocuklarımıza Kur’an kursları açıldı. Şimdiye kadar bin 65 tır insanı yardım gönderilmiş, ayrıca 515 hizmet aracı, ikram aracı, koordinasyon aracı, mobil mutfak aracı gönderilmiş. Oradaki insanların manevi bir sığınmaya ihtiyaç olduğunu düşünerek bölgeye iki bin Kur’an Kerim gönderilmiş. Bütün hocalarımız görev yaptığı yerlerde de boş durmamışlar, depremzedeler için para, gıda ve diğer ihtiyaçlar toplamışlar ve toplama merkezlerine teslim etmişler. Hocalarımız, depremde vefat edenler için hatim, yasin ve diğer dualar okumuşlar. Kaymakamlık yardım standında yardıma giderken, köylerinden para toplayıp topladığı parayla gıda getiren hocalarımız oluyordu. Köylerinden tandır ekmeği toplayıp deprem bölgesine gönderen hocalarımızda vardı. Bunu gibi bir sürü vefa örnekleri vardır. Sadece bir kaçını dile getirdim. Bütün bunları niye dile getirdim, iftira atıp ‘Diyanet nerede?’ diyenlere tokat gibi bir cevap olsun diye… İşte Diyanet buradadır, her yerdedir. Hiçbir zaman bu ülkenin evlatlarını yalnız bırakmamış. İftira atanlar tövbe edip pişman olmaları için… İftira büyük günahtır ve kul hakkıdır. Gözünüzle görmeden, emin olmadan ve elinizde delil olmadan konuşmayın. Yoksa iftira atmış olursunuz.

Bir arkadaşla çay ocağında çay içerken yan masada oturan bir vatandaşın sesi bize geliyordu; “Diyanet nerede? Deprem bölgesine gitmemiş, cenazeler yıkanmadan, kefenlenmeden kabre konuluyordu.” Ben dedim kardeşim sen oraya gitmiş misin? Yok dedi gitmemişim, gidenlerden duymuştum. Dedim canım kardeşim sen yanlış duymuşsun depremin ikinci günü Kozluk Müftülüğümüzden 10 meslektaşımız gönüllü olarak deprem bölgelerine gitmişler. Sonra dedi hocam öyledir. Ben yanlış düşünmüşüm… Bunun gibi bir sürü iftiralar kol kol geziyorlar… yapmayalım.

Rabbim vefa örneği gösteren bütün hocalarımızdan razı olsun. Dua da buluşmak dileğiyle Allah’a emanet olun.