KOLTUĞUN RENGİ DOYUMSUZLUK 

Olumlu olan her unsur ise hayatımızda bizlerin yolunu aydınlığa çıkaracak birer ışıktır.
Toplumda çoğunluğun yaptığı yanlışlıklar, yine topluma mal edildiği için ve biz de o toplumun içinde birer birey olarak yaşadığımızdan dolayı, her yapılan hareket bizlerin hayatında  önemli bir yer almaktadır. Toplumu oluşturan bireyler, kişilikleri ile toplumun yapısını oluşturur. Her birey kendi yaptığı davranışlarından sorumludur. Çünkü bu davranışlar toplumda yaşayan kişilerin de etkilenmesine sebep olur.
Kişilerdeki kibir, boş hırs, kendini beğenme, bencillik, çok bilmişlik, kurallara uymamak gibi benzeri davranışlar toplumu olumsuz yönden etkiler.
İnsanoğlu pek çok unsura karşı doyumsuzluk hissiyatı taşır ve bu doyumsuzluk hissiyatından dolayı da rahat ve huzurlu bir yaşam sürdüremez. Evim olsun, arabam olsun, yazlık evim olsun derken, oraya başkan olayım, buradan seçileyim, şu kurultay, bu genel seçim  ve sonu gelmeyen buna benzer pek çok isteklerin ardı arkası kesilmeksizin devam eder.
Halbuki ki insan olmayı istesek ve insanca belli ölçülerde yaşasak, işte o zaman ileriyi daha iyi tespit eder ve daha rahat bir şekilde yaşam sürdürülmesi için mücadele ederiz.
Biz yaşadığımız süre içinde, bizim isteklerimiz bizim doyumsuzluğumuzdan dolayı bitmez. Önemli olan ne için ve niye elde etmek istediğimizdir. Bulunduğumuz koltuğun bize ne kadar ve nasıl yararlı olabileceğini düşündüğümüzde ise koltuğun miyadı dolmadan değiştirmemiz doğru olmaz ve aynı zamanda da israftır.
İnsanlar geldikleri başkanlık mertebelerini, çok güzel ve zevkli bir uğraş olduğunu bildikleri için bir türlü bırakma istemezler. Bahsettiğim doyumsuzluk burada da mevcuttur.  Yaşlandıkları halde yerlerini gençlere bırakacaklarına, her nedense koltuklarına yapışmış bir şekilde öylece orada dururlar. Oysa ki yerlerine yeni nesil yetiştirmeleri gerekmektedir. Gençlere tecrübeleri ile ve bilgi birikimleri ile yol göstermeliler. Doyumsuzluklarından vazgeçmelidirler. Kendi yaptıkları bütün davranışlarından, herkese örnek birer kişi olmalıdırlar.
Bıraksınlar koltuklarda biraz da başkaları faydalansın. Bilmeyen tecrübesiz kişileri, işini iyi bilen, işin ehli olan tecrübeli kişiler, ömür boyu edindikleri tecrübeleri ile o kişileri pişirsinler. Gelecek tecrübe ile sağlama alınır.