Uzaklarda yaşıyor da olsak elbette ki memleketimizden kopmuş değiliz. Öncelikle bugüne kadar sosyal medyada buluştuğumuz hemşerilerimize, bundan sonra Batman Medya Gazetesinden de ulaşma imkanı sağlayan Medya Gazetesi sahibi Ercan Arslan’a teşekkürü bir borç bilirim. Her hafta şehrimizin sorunlarını köşemizden siz değerli okuyucularımıza ve yurttaşlarımıza elimden geldiğince kalemimden aktığınca ulaştırma gayreti içerisinde olacağım.
Uzaklardan Batman’ı yani memleketimizi nasıl görüyoruz, kentimizin gelişmişliği hangi seviyede, kentin sorunlarını az da olsa bir çözüme ulaşması bakımından; yurttaşların sesine kulak verme ve bu sesi olabildiğince gür şekilde, ulaşması gereken hangi mercii olursa olsun ifade etmeye çalışacağım.
Maalesef ki ilk haftaki yazımda ele alacağım konu şehrimizdeki üniversite. Birileri artık doğruları söyleme hastalığına yakalanmalı bence. Çıkarsız ve belli bir beklenti içinde olmadığımız için objektif penceremizden hemşerilerimizin sesine ses verme zamanı geldi de geçiyor bile.
Geçtiğimiz günlerde KPSS sınavının ilk iki oturumu olan Genel Kültür/Genel Yetenek ve Eğitim Bilimleri sınavlarını geride bıraktık sizin de bildiğiniz üzere. Batman merkez içerisinde birçok okulda sınav olduğu gibi Batman Üniversitesi de bu sınavların yapıldığı merkezlerden biriydi. Genel Kültür/Genel Yetenek oturumu sabah saat 10.00’da Eğitim Bilimleri oturumu ise öğleden sonra saat 14.45’te idi. Yani sınav için sabah belediye otobüsü kullanarak üniversiteye giden bir aday, öğle arasını orada geçirip ikinci oturum için de orada beklemeli, öğle arası yemek su ihtiyacını giderebilmeli ve öğleden sonraki sınavına girebilmelidir. Fakat gelin görün ki fiziksel şartlar oldukça kötüydü. Mühendislik-Mimarlık Fakültesi çevresinde uzun zamandır devam eden, ki oranın neden bozulduğu ve yeniden yapım kararı alındığı da meçhul. Yol yapım inşaat çalışmaları, özellikle yeni yapılan cami ile fakülte arasında gidip gelirken, o sıcak havada Batman sıcağında nerdeyse çölde yürüyormuş hissiyatı veriyordu, inanın abartısız söylüyorum.
Bakın çok uzun zaman önce değil 2007 yılında kurulmuş ve muhtemelen inşaat işleri çok çok daha uzun süre sonra tamamlanmış bir üniversiteden bahsediyorum, sürekli enerji değişimi, dönüşümü ve üretimi konusunda reklam yapan Batman Üniversitesi’nden.
Üstelik mesele sadece bu da değil, öğle arasını geçirecek doğru dürüst bir kantinin olmaması, olanın da mevcut yiyecek içecek ihtiyacını karşılayamaması tam bir fiyaskoydu. Şehirden 18-23 km uzakta ve üstelik üniversite gibi bir kurumun yapılması uygun olmayan bir bölgede yapılmış olmasına artık halk olarak alıştık fakat böyle büyük talebin olacağı gün gibi ortada olan bir sınav yapılacakken, önceden tahmin edilebilecek önlemlerin alınmamış olmasına alışmak istemiyoruz. Çok zor ve meşakkatli, zaman alan şeyler de istemiyoruz. Taleplerimiz gayet insani ve ihtiyaca yönelik talepler. Fakat insanın önemsenmediği, herkesin sadece kendi derdine düştüğü böyle bir dönemde gayet insani olsa dahi bu talepler önemsenir mi işin o kısmı meçhul. Yaşayacak ömrümüz olursa hep beraber göreceğiz.
Yıl 2023 ve biz maalesef hala bilim yuvası olarak değerlendirilmesi gereken bir kurumun, Batman Üniversitesi’nin, fiziksel koşullarının iyileştirilmesi üzerine konuşurken buluyoruz kendimizi. Üstelik iyileştirilmesini istediğimiz ve beklediğimiz bu koşullar idarenin asli görevi olmuş olmasına rağmen! Bu son kısma özellikle dikkat çekmek istiyorum.
Yazımı bitirirken söylemek istediğim önemli bir not daha, herhangi bir kurumda insanlar hakkını vererek çalışıyorsa, gerçekten emek veriliyorsa mutlaka dilden dile dolaşır, insanlar arasında duyulur ve mutlaka halk tarafından takdir edilir. Böyle kurumların reklama ihtiyacı yoktur. Aynı durum insanlar için de geçerlidir. Ne demişler; “Boş teneke çok ses çıkarır.”