Biz insanlar bazı unsurlara çok kızarız, bazı unsurlara ise çok seviniriz.
Çok kızdığımızda bazen gözümüz kararır ne yapacağımızı bilemeden hareket ederiz ve hatalar yapmaya başlarız. Çok sevindiğimizde ise hoş hareketlerde bulunur, güzel davranmaya çalışıp, etrafımıza pozitif enerji dağıtırız. Bizim kızgınlıklarımız aslında bir yerde de kırmızı çizgilerimizin bir başkası tarafından ihlal edilmiş olması demektir.
Dünya üzerinde yaşayan her canlının kırmızı çizgileri bulunmaktadır. Her insanın ve ya bitkinin ya da hayvanın kırmızı çizgisi farklıdır. Mesela birçok bitkinin kırmızı çizgisi toprağa bağlı olarak yaşamasıdır. Bitkiyi topraktan ve sudan ya da güneşten mahrum bırakırsanız onun kırmızı çizgisini çiğnemiş olursunuz ve bitkiyi öldürmüş olursunuz. Aslında hemen hemen bütün canlılar için durum böyledir.
Kırmız çizgi dünyada yaşayan canlıların yaşamlarını mutlu, rahat ve huzurlu bir şekilde sürdürebilmeleri için, kendi sınırlarını korumaya çalışırken, bir başkasının da sınırlarının olduğunu unutmaması ve bu sınırların belirlenmiş şeklidir. Bir örnek daha verecek olursak, şu an gündemde de olan kutsal değerlerimiz ile ilgili yapılanlar bize göre en hassas kırmızı çizgilerimizden biridir. Özgür davranışlarda bulunmak demek bir başkasının değerleri ile dalga geçmek, alay etmek demek değildir. Bazen insanlar başkaların önem verdikleri değerleri hiçe sayarak davranabiliyorlar ve bu değerleri hiçe saydıkları zaman da o kişilerin damarına basmış oluyorlar. O kişi ise değerlerini korumaya çalıştığı zaman da, “özgürce konuşup yazamayacakmış mıyız” diye karşı tepki verebiliyorlar. Tamam özgürce yaz çiz de benim değerlerimle niye dalga geçiyorsun sana kimse ne yazacağını söylemiyor, ama başkasının değer verdikleri konular o insanın kırmızı çizgisidir. Biz nasıl başkalarına saygı duyuyorsak, onlarında bize saygı duymasını istemek gayet doğal hakkımızdır. Ben bu olaylar üzerinden biraz da politik oyunlar oynandığını düşünüyorum. Tabi bu oyunlara da gelmemek lazımdır.
Unutmayalım ki özgürlük hiçbir zaman sorumsuzluk değildir. Saygısızlık değildir. Bizler birbirimizi sevmeyebiliriz fakat saygı duymak zorundayız. Dinimizin kutsal değerlerine, aile bireylerimize, ülkemizin değerlerine ve benzeri değerlere saygı duymalarını isteyebiliriz. Çünkü karşımızdaki kim olursa olsun aynı saygı davranışını bizden isteyebileceği gibi bizler de karşımızda bulunanlardan aynı saygıyı isteyebiliriz. Eğer bu değerlere karşı herhangi bir yanlış davranış olursa bu saygısızlığı getirir ve kırmızı çizgimiz denen yer ihlal edilmiş olur.
Atalarımızın da dediği gibi “sana yapılmasını istemediğini sen de başkalarına yapma” demiştir.