Rüzgar kızınca kendini fırtınaya çevirir, daha sonra da hortum olur ve her şeyi silip süpürerek talan eder ve hortumlar.
Geriye sadece büyük ve kötü bir enkaz bırakır. Kırık dökük cam parçacıkları, çatısı uçmuş evler ya da yerlerde dağılmış oyuncaklar ve ya her biri bir yere uçmuş birbirinden bağımsızlaşan kime ait olduğu bilinmeyen eşya parçacıkları.
Daha sonrasında ise sevdiklerini kaybeden, her şeyini yitiren üzgün suratlar, gözyaşı döken anneler, teyzeler ve sayamadığım pek çok insan. Yılgın yürekler, kırgın kalpler ve çaresizlikler yığını….
Hayat masum insanlarla dolu. Öfkesini kaybedenlerin masum insanların üzerinden hareket etmeleri ve ya onların üzerlerine haksız yere gitmeleri, masum insanları çaresiz bırakmış ve aynı zamanda üzerek kırmışlardır.
Öfkesini kaybedenlerin durumu da tıpkı şiddetli bir fırtına gibidir.
Öfke, hoşnut olunmayan, hayattaki gidişatımızın istediğimiz gibi olmaması durumlarına karşı verilen temel duygulardan biridir. Yani tepkidir. Hayatımızda sinirimizi bozan bir çok olayla karşı karşıya geliriz. Özellikle metropol şehirlerde trafikte hatalı sollayanlar, kırmızı ışıkta geçenler,
dengesiz patronlar ve müdürler, sabırsız insanlar, aşırı hız bu olayların bazılarıdır.
Aşırı öfke sağlıklı kişilere ait bir hareket değildir. Her insanda öfke mevcuttur. Ama aşırı öfke kişilik bozukluğudur.
Her insan öfkesini farklı gösterir. Ya bağırıp çağırır, ya kavga eder ya da sağı solu kırıp döker. Bu tepkileri kontrol edemediğimiz takdirde kendimize zarar verebiliriz veya sosyal ilişkilerimizi yıkıma uğratabiliriz. Kimisi de olaylar karşısında susar tepkisini içine atar ve öfkelerini biriktirir. Böylece daha sonraları öfke patlaması yaşarlar. Böyle durumları yaşayan insanların birçoğu olayı tetikleyen etkenden ziyade bu birikmiş öfkeyi yaşarlar. Bu durum çevrelerine yansır ve hem kendine hem de çevresine zarar verirler. Toplumda yaşayan insanların pek çoğu bir sorun karşısında aynı anda öfkelendiği zaman ise sosyal patlama oluşur. Bu durumda da yine uzun süre öfkesini yüksek sesle dile getirmeyen ve gelişen haksız olaylara karşı susan insanların yaptığı şiddetli öfkenin dışa vurumudur.
Sakin olmak insanın kendisini kontrol etmesiyle alakalıdır. Her insanın kendini kontrol etme derecesi farklıdır. Kimimiz bir olay karşısında az öfkelenirken, kimimiz ölçüyü kaçırarak ortalığı yıkar dağıtırız. Sonrası ise esip gürleme ve zarar ziyandır. Burada en çok zararı kişi kendisi görür. Toparlanmanın ise yolu yine psikolojik ruh halinin iyi olmasından geçer.
Atalarımız boşuna söylememiş, “Öfkeyle kalkan zararla oturur.”