Gazetecilik döneminde yeni bir serüven başladı. Özellikle yerel gazetecilikte ayakta kalma survivoru desek daha uygun düşecektir.
Tasarruf tedbirleri kapsamında yerel gazeteler ülkede kapanmaya doğru gidiyor.
Cumhurbaşkanlığı Tasarruf Tedbirleri neticesinde kamu kuruluşları yerel gazetelerden desteğini kesti. Abonelik, reklam ve benzer çalışmalar bu genelge neticesinde yerel gazetelere bir katkı sunmayacak.
Artan döviz kurları,
Enflasyon,
Kalemlerde artış, sadece;
Emekli,
Memur,
İşçi… gibi sınıfları tek etkilemedi. Zira bu süreçte işletmeler ve özellikle yerel gazeteleri de büyük bir çöküşe sürükledi. Asgari ücretin artmasıyla, sigorta giderleri, stopaj ve vergilendirme sistemindeki artış ne yazık ki gelirinin bir kısmını abonelikle yürüten yerel gazetelere deprem etkisi yaratmıştı. Şimdi de tasarruf tedbirlerinin öne sürülerek yerelden kamunun desteğini kesmesi gazetelerin kapatılmasına neden olacaktır.
Muhakkak gazetelerin ayakta kalması gerekiyor, doğrudur gazeteler bağımsız ve gelirlerini kamu kuruluşlarının bir kalemiyle kendini ayakta tutmaması gerekiyor, ki tutmuyor da…! Ancak yerel gazetelerin özellikle basılı gazetelerin dışarıya bağımlı olması; kağıt, kalıp, boya ve diğer malzemelerin yurt dışından tedariği basının ayakta kalmasını zorlaştıran etkenler.
Dijital basına geçilmesi şart, bizler pandemi döneminde bunu gerçekleştirdik, lakin Basın İlan Kurumunun çağın gerisinden gelmesi ve özellikle ilan alan gazetelerin ilan gelirlerinin de mevcut giderleri karşılamakta güçlük çekmesi “basılı” gazetede diretmekten kaynaklanmaktadır.
Tasarruf tedbirlerine karşı değiliz, elbet ülkemiz için katkı olacaksa kabulüz.
Misafir ağırlamalarına,
Çerez,
Yemek,
Konuk evi tuvalet kağıdı giderlerine dokunulmuyorsa
Tasarrufun bedelini halkın ödemesi ne kadar ahlaki olabilir?!
Gazetecilik tarafsız olmalı, maalesef ki tarafsız olamıyoruz. Maalesef ki bu ekonomik şartlarda kamu kurumlarına bel bükmekle eleştirel mekanizmayı görmezden geliyor ve gazetecilik “etik” sorunsalını bir kez daha tartışmaya açmış oluyoruz.
Bugün aslında yerel basının abonelik tartışmasını ve tasarruf tedbirlerinin yerel basına etkisini konuşmak ya da tartışmak yerine, yapay zekanın meslekle olan etkileşiminin ne yönde olacağını, yapay zekanın bize getireceği faydalar ve zararların hangi kapsamda etki edeceğini tartışmalıydık.
Ama ne yazık ki bugün geçmişte olduğu gibi yerel basının nasıl ayakta kalabileceğini değişmeyen ekonomik ve özgürlük ikileminde bitmeyen bir sorunsal sarmalda yazıp duruyoruz. Her halükarda ülkemizin siyasal, ekonomik, anayasal gelişmelerinde ilk etki altına giren yine yerel basın oluyor.
Umarız bu tartışmalar bir gün son bulur…