Rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla…
Sosyal bir varlık olan insanoğlunun hayatını idame etmesi için çalışması kaçınılmazdır. Hem dünyasına hem de ahiretine çalışmalıdır. Cenabı Allah başı boş duran kullarını sevmez. Peygamberler de diğer insanlar gibi çalışmışlar. Mesela Hz. İdris terzilik, Hz. İsa marangozluk, Hz. Musa çobanlık, Hz. Davud ise demircilik yapmış. Hz. Peygamber de çobanlık ve tüccarlık yapmıştır. Peygamber efendimiz de helal yoldan çalışmanın ne kadar ehemmiyetli olduğunu dile getirmiştir ve üzerinde ısrarla durmuştur.
Efendimiz buyuruyor; “Hiç kimse elinin emeğiyle kazandığından daha hayırlı bir rızık asla yememiştir. Allah’ın Peygamberi Davud (a.s) da kendi elinin emeğini yerdi.” Hadisten şunu anlıyoruz elinin emeğiyle kazanılan rızık emek vermeden ter dökmeden kazanılan rızıktan daha hayırlıdır. Dinimiz insanları helal yoldan çalışmaya ve temiz bir rızık çıkarmaya teşvik ediyor. Bakın milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy çalışmanın önemine ne kadar güzel değinmiş.”Çalış!” dedikçe şeriat, çalışmadın durdun. Onun hesabına birçok hurafe uydurdun! Sonunda bir de “tevekkül” sokuşturup araya, zavallı dini çevirdin onunla maskaraya!
“Kuzum ayıp mı çalışmak, günah mı yük taşımak? Ayıp: Dilencilik, işlerken el, yürürken ayak…” Kim kazanmazsa bu dünyada bir ekmek parası: Dostunun yüz karası; düşmanının maskarası!” Dolayısıyla hem ibadetlerimizi yerine getirmeli hem de helal rızık peşinde koşmalıyız. Allah emri bizlere bu doğrultudadır. Ailemizin boğazından haram lokma geçirmeyelim… Yapınca da sonra feryat figan ediyoruz. Çocuklarımız niye salih değillerdir diye… Bunun bizim eserimiz olduğunu unutuyoruz. Zamanında onlara haram lokma yedirmeseydik şimdi bu halde olmazlardı. Eserimizle övünelim mi, yoksa övünmeyelim mi? Şaşırıp kalmışız, artık telafisi de çok zor. Onun için dikkat dikkat. Sakın ha sakın haram lokma ailemize yedirmeyelim.
Rabbim cümlemize helal yoldan kazanmayı nasip etsin. Allah’a emanet olun.