Batman Düşünce ve İnanç Özgürlüğü Platformu bileşenleri tarafından aylık istişare toplantısı düzenlendi.
Toplantıda gündeme ilişkin ele alınan konular arasında başta İsrail’in Gazze ve Lübnan katliamları ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin aldığı tutuklama kararının yanı sıra terörle iltisaklı oldukları gerekçesi ile belediyelere yapılan kayyum görevlendirmesi, Batman’da son günlerde artan intihar vakaları ile kent merkezinde yaşanan trafik yoğunluğu ele alındı.
Batman, Mardin ve Halfeti’nin ardından son olarak Tunceli’de ilçesindeki kayyum atamalarına değinen Batman Düşünce ve İnanç Özgürlüğü Platformu Dönem Sözcüsü Cengiz Arı, 15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra yürürlüğe giren 674 sayılı KHK ve Belediye Kanununun 45. Ve 57. Maddeleriyle vesayet makamına (İçişleri Bakanı) belediye başkanları ve meclis üyelerini görevden alma ve yerlerine atama yapabilme yetkisi verildiğini söyledi. Bu bağlamda terör ile iltisakı mahkeme kararıyla sübut bulmuş Belediye Başkanlarının yerine kayyum atanmasının kanuna uygun bir uygulama olduğuna dikkati çeken Arı,“Ne var ki, kayyum atamaları seçmen iradesinin yönetime yansımasına engel teşkil etmektedir. Bu bağlamda terör ile ilişkisi bulunan adayların seçime girmesi engellenmelidir. Seçildikten sonra görevden el çektirilmesi farklı sıkıntıların yaşanmasına neden olabilmektedir. Öte yandan kayyum atamalarına gösterilecek tepkilerin şehrimize ve vatandaşımıza zarar vermeden siyasi ve hukuki ölçüler içinde kalmasına özen gösterilmelidir” ifadelerini kullandı.
Platform Sözcüsü Arı, son günlerde Batman’da artan intihar vakalarına da değindi.
İntihar vakalarının nedeninin önemli oranda tefecilik olduğunu kaydeden Arı, şunları söyledi: “İlimizde son zamanlarda artarak devam eden intihar vakaları ve cinnet durumunun uyuşturucu kullanımı, tefecilik, şans oyunları ve ekonomik sıkıntıların yanı sıra kısa yoldan köşeyi dönme hırsı gibi nedenlerden kaynaklandığı gözlenmektedir. Özellikle tefecilik topyekun mücadele edilmesi gereken yaygın bir hastalık halini almış; intiharlara ve birçok ailenin dağılmasına sebebiyet vermiştir. Yetkililerin yukarıda sözü edilen bütün kötülüklerle mücadele etmesi her zamankinden daha fazla önem kazanmıştır. Bu kapsamda milli eğitim tarafından okullarda; müftülük tarafından da cuma hutbelerinde ve cami sohbetlerinde toplumu bilinçlendirme çalışmaları yoğunlaştırılmalıdır.”