Batman’da bir süre benzin istasyonu işleten ve şimdilerde Kırıkkale’de iki akaryakıt istasyonu işleten Batmanlı iş insanı Selman Dinler, sektördeki çalışmalarını anlattı.
* Merhaba Selman bey, okurlarımız için kendinizi tanıtır mısınız?
– 1997 Yılında Batman’a geldim. Geliş sebebim de aslında ben o zamanlar dışarıda özel bir televizyonda çalışıyordum fakat ailem ısrarla beni Batman’a çağırıyordu. Çağırınca da önüme bir sebep koydular. O zaman Batman’da yedek öğretmenlik meselesi vardı. Batman’a merkeze bağlı Kösetarla köyünde yedek öğretmenlik durumunu bana sürdüler ve Batman’a geldim. Yaklaşık 1 yıl Kösetarla köyünde öğretmenlik yaptım.
* İş hayatına nasıl atıldınız?
– Petrolcülük serüvenim akaryakıt istasyonunda pompacılık yaparak başladı. Bunu her zaman gururla da dile getiriyorum. Çekirdekten yetişme olduğumuz için işin tüm püf noktalarını biliyorum. Batman’da Aydiş Petrol’de 2 yıla yakın pompacı olarak çalıştım ve iş hayatına oradan başladım. Sonra petrol istasyonunun sahipleri orayı işletmemeye karar verince, ‘Ben yapabilir miyim? Neden olmasın?’ gibi düşünceler içine girdim. Tabii o zamanlar işin doğrusu beş param yoktu. Ben babama gidip “Baba ben böyle bir şey yapacağım” deyince, “Oğlum benim param yok, sen ne yapıyorsan yap, ben karışmıyorum” dedi. Sağ olsun o zaman yengemin üç-beş tane altınıyla işe koyuldum. Tabi ondan alırken de yengeme bir söz verdim. İşlerim rayında giderse kendisine 10 katı vereceğimi söyledim. O da sağ olsun hiç ikiletmedi. Petrolcülük hayatımız da öyle başladı. Yıl 2000’li yıllardı ve ülkenin başında merhum Bülent Ecevit vardı. Ülkede ekonomik krizler ard arda yaşanıyordu. Çok cesaretli bir yapım vardı benim. Param yoktu aslında ama gidip dolar borç alıyordum, depoları dolduruyordum. Bir zam geliyordu, yüzde 2 dolarcıya veriyordum, yüzde 3 bana kalıyordu. Bu şekilde ve takla ata ata belirli bir seviyeye geldik. Bir sermayemiz oluştu. Artık ayaklarımız yere basmaya başladı ve söz verdiğim gibi yengeme, aldığım altınların 10 katını ödedim. Abime de hediye olarak bir araba aldım. Çünkü onların benim üzerimde emeği çoktur. Onlar olmasaydı, destekleri olmasaydı bu işi yapamazdım. Biz ‘Ya Allah, bismillah’ deyince her şey arka arkaya gelmeye başladı. Batman’daki akaryakıt istasyonumuzda yaptığımız kampanyalarla şehirde ses getiriyorduk. ‘Kartını al, hediyeni kazan’ diye bir kampanya başlattık ve müthiş bir başarı elde ettik. Batman’daki petrolcülük hayatımız 7-8 sene kadar sürdü. Ondan sonra bazı olumsuz sebeplerden dolayı Ankara’ya geldik.
* Bildiğimiz kadarıyla sanatçı yönünüz de var. Batman’da tiyatro gösterileriniz de oldu. Bu süreci anlatır mısınız?
– Aslında tiyatronun benim hayatımda önemi çok büyük. 1996 senesinde Batman’a ilk kez geldiğimde dedim ki, 3-5 arkadaşımla beraber bir tiyatro ekibi kuralım. Sonra ilan vererek eleman topladık. Kendi aramızda bir dernekleşmeden sonra 20-25 kişilik bir grup oluşturduk ve ondan sonra yavaş yavaş çalışmaya başladık. Benim, televizyondan biraz altyapım olduğu için Batman’da bu işe yatkın kişileri de davet ettim. Beraber el ele vererek çalışmaya başladık. Ondan sonra da çok güzel tiyatro oyunları sergilemeye başladık. Yalnız şunu net bir şekilde söyleyebilirim ki, Batman’da tiyatronun fitilini biz ateşledik. Çünkü biz bu işe başladığımızda Batman’da tiyatronun T’si yoktu. Şu an bu işi yapan arkadaşların hepsi bizim dönemimizden gelmedir. Gerçekten onlarla gurur duyuyoruz. Batman’da ben hem petrol işini yaparken hem de tiyatro ile uğraşırken aldığım zevk ikiye katlanıyordu. Çünkü maddi bir sıkıntımız yoktu o dönemde. Zaten o zamanlar insanlar bize ‘Siz tiyatro oynayamazsınız’ diyordular. Yıl 90’lardı ve şehirde faili meçhul cinayetler ve olaylar yaşanıyordu. Böyle bir ortamdan geldik. Biz hiçbir şeyi kafaya takmadık, yürüdük. Çok da güzel oyunlar oynadık. Yaklaşık 10-12 oyun oynadık. Oyunlarımızın senaryolarının çoğunu kendimiz yazdık. Yol arkadaşım Medeni Akbaş hoca ile senaryoları beraber yazdık. Ardından Batman’ı temsilen turnelere çıktık. Elazığ, Van, Siirt, Malatya, Kozluk ve hatta Gercüş’te bile oynadık. Salonu olmayan yerlerde bile tiyatro oyunları oynadık ve çok büyük zevk aldık gerçekten. Tabii o zamanların tadı çok farklıydı.
* Batman’daki iş serüveninizden sonra Kırıkkale’ye geliş süreciniz nasıl oldu?
– Ankara’ya yerleştikten sonra Eskişehir’de petrolcülük hayatımız oldu. Çok uzun sürmedi. Ondan sonra Kırıkkale merkezde bir petrol istasyonu kurduk. Biraz sıkıntı çekmedik mi, çektik. Hani doğudan gelmişsin, kimse tanımıyor seni. Kimin sana ne gözle baktığını bilemiyorsun. Tabii biz bütün insanlara eşit derecede baktığımız için ve hiçbir zaman değişik bir gözle bakmadığımız ve herhangi bir ayrımcılık bizde olmadığı için çok rahat yürüdük Kırıkkale’de. 2013’ten beri Kırıkkale’de petrol istasyonu işletiyorum. Kırıkkale’de ikinci akaryakıt istasyonu şubemizi de açtık Biz şunu çok net bir şekilde gördük; doğru çalışınca, her gün üzerine bir şeyler koyduğumuzu hissettik. İnsanlar da bunu gördü.
* En büyük mutluluğunuz nedir, neler sizi mutlu ediyor?
– En büyük mutluluklarımızdan bir tanesi de personel 1 iken 2 oldu, 5 iken 10 oldu. Şu an 15’ten fazla insana merkez istasyonumuzda ekmek veriyoruz, bu da bize gurur veriyor. Çünkü bu 15 aile demek. Bu bizim için çok önemli. Dediğim gibi her sene üstüne koya koya geldik ve biraz hızlı geldik herhalde. Ama hizmetten asla ödün vermedik. Bizim istasyon işletmeciliğimiz aslında normal işletmeden farklı. Biz hizmete dayalı çalışıyoruz; yani çok mal satayım çok şey satayım mantığı yok bizde. Biz en iyisini yapalım, hizmete dayalı çalışalım dedik. O bakımdan da şu an istasyonumuzda çok mükemmel bir marketimiz var. Her şeyi bulabileceğiniz 7/24 hizmet veriyor. Ayrıca biz İpragaz bayisiyiz. Burada bizim bütün müşterilerimiz üyelik şeklinde çalışıyorlar. Self servis oto yıkamamız var, son derece kaliteli. Bir seferde 8 tane aracı birden alabiliyoruz. Biz hepsini sosyal donatılarla süslediğimiz için normal istasyon işletmeciliğinden farklı bir işletme mantığımız var aslında.
* Pempe köpük olayını anlatır mısınız?
– Bizim işletmeciliğimiz farklıdır; biz sürekli üzerine bir şeyler koymaya çalışıyoruz; sürekli insanların dikkatini çekmeye çalışıyoruz. Mesela afişleri asmışız, reklamları vermişiz ve sloganımız şu, ‘Bu Pazar günü pembe köpükle aracınızı yıkamaya ne dersiniz?’ İnsanlar bunu merak ediyor ve Pazar günü pembe köpük için buraya geliyorlar. Fotoğraf çekiniyorlar, arabalarıyla daha fazla ilgileniyorlar; çok hoşlarına gidiyor. Bu aslında ücretsiz bir reklama dönüşüyor. Gelen, yanında birini getirdi; arabasını yıkayan, ailesine tavsiye etti. Bu şekilde iş yürüdü. Hiç oraya-buraya yıkamamızın reklamını vermedik. Aslında çok kaliteli bir yıkama sistemimiz var. Arıtmamız var, özel köpüğümüz var. Ben petrol istasyonundan çok sosyal alanları tanıtıyorum; çünkü onlarla ilgilenmeyi daha çok seviyorum. İstasyona müşteriyi getiren onlar aslında. Gece insanlar arabasını yıkarken sandalyesini kuruyor, masasını kuruyor, kolasını alıyor, çekirdeğini alıyor. Böyle olunca da doğal olarak paraya da dönüşüyor burası. Yoldan geçen birçok insan kalabalığı görünce ‘Ne oluyor?’ diyerek meraka giriyor.
* Başka projeleriniz var mı?
– Petrol istasyonunun yan kısmında 4.000 – 4.500 metrekarelik bir alanımız var. Şu an projelendirme aşamasındayız. Buraya 120-130 dairelik rezidans şeklinde altını da hep sosyal donatlarla kafeteryasıyla, marketiyle, fırınıyla, lokantasıyla donatacağız. Burayı tam bir merkez haline dönüştürmeyi hedefliyoruz. Bunun için de çalışmalarımız başladı. İç Anadolu bölgesinin tam göbeğine çok güzel bir tesis kurmuş olacağız ve bir Batmanlı olarak hem biz gurur duyacağız hem de siz gurur duyacaksınız.
* Son olarak neler söylemek istersiniz?
– Birçok hemşehrimiz bilmiyordur burayı. SOİL Çağdaş-71 Petrol istasyonumuz Yeni mahalle Kayseri yolu 2. Kilometre Yahşipah mezarlığı üstü Kırıkkale’nin tam merkezinde, ana caddenin üzerindeyiz. Kayseri’den gelirken otogarın altındayız. Batman’dan dostlarımız gelir, bir ihtiyaçları olur, bir sıkıntıları olur, bir mağduriyetleri olur, bizim kapımız 24 saat açıktır onlara. Yani biz sadece burada ‘Batmanlıyız’ deyip geçmiyoruz. Mutlaka onun altını dolduracak seviyeyi de yaşamanız gerekiyor. O yüzden benim çağrım tüm hemşerilerimedir. Burada en azından geçerken bir çayımızı içerlerse çok memnun oluruz.