DEĞİŞİM DÖNÜŞÜM: MAFYA VE ASKERLİK

Hayatın akışı içinde değişim-dönüşüm gayet olağan şeyler. Kimse yüz sene önceki sosyal hayatın birebir kopyasının yüz sene sonrasında da aynen devam etmesini beklemez.

Yayınlama: 03.02.2025 12:20:32
47
A+
A-

Değişim ve dönüşümün olumlu yönleri olabildiği gibi gayet olumsuz yönleri de olabilir ve bugünkü yazımda ben olumsuz yönlerine farklı iki unsurdan yaklaşmak istiyorum. İleride buna benzer başka konuları da işlemeyi düşünüyorum.

Mafya terimi son 40 yıllık hatta ondan daha az bir süredir literatürümüze girmiş diye düşünmekteyim. Bizde taa Osmalıdan beri var olan “kabadayılık” veya “mahallenin abisi” gibi terimleri bilirdik. Belki suç örgütü babından “çete” veya “ağır abi”ler de bu kapsamda ele alınabilir. Bu tarz insanlar mahkeme yoluyla tahsil edilemeyen alacaklılarda devreye girer, komisyon karşılığında olayı çözer, tarafları eve yollarlardı. Çözüme yaklaşmayanları da eve değil de başka bir yere yollarlardı. Tabii bunlar yarım yüzyıl öncesinde kalmış mevzular. Yılmaz Güney ve Cüneyt Arkın filmleri bu konuda bir fikir verebilir meraklılarına. Özellikle Yılmaz Güney filmlerinde fakirden yana, zenginden alıp fakire veren, silahlara veda ettiğinde de vurulan bir mizansel göze çarpardı.

Ancaaak, zaman hızla ilerledi ve köprünün altından çok sular aktı. Şöyle ki: Türk sinemasında hiçbir baba, yada şimdiki tabiriyle mafya örgütü polis ve askeri vurmazdı. İstisnasız o dönemin gerçek suç örgütü elebaşları da gerçek hayatta polis ve askere kurşun sıkmazdı. İstisna kaideyi bozmaz kaidesince tek tük olaylar varsa da biz bilmiyoruz ve dönemin beyaz perdesine de yansımış değil. Zaman değişti ve şimdi mafya, polise ateş edebiliyor. İsmini şimdi zikretmek istemediğim bazı mafya babaları ve bunlardan özellikle de yurt dışında olup önceki İçişleri Bakanı ile sosyal medyada atışan bir tanesi dahil hiçbir mafya lideri halen de o terbiyede olup devletine saygısızlık etmez, polise askere el uzatmaz iken ya şimdikiler. Geçen ay İstanbul’da şehit edilen gencecik bir bayan polis ve ondan da önce nice devletin kolluk görevlileri hedef olabilmekte. Hatta polisin yetkilerinin genişletip tıpkı Amerikan polisleri gibi gerektiğinde silah kullanma refleksinin öne çekilmesi ile ilgili tartışmalar da Tv programlarında izlenebilmektedir.

Yeni nesil eskisi gibi değil. Şimdiki jenerasyon devletin ne kutsallığını ve ne de polisin dokunulmazlığını dikkate almakta, bayan polisin şehit edilmesindeki gibi gerektiğinde acımadan kurşunların hedefi yapabilmekte. Paraya tamah eden, haz peşinde koşan ve izlediği saçma sapan mafya dizileriyle motive olmuş bir mafya veya tetikçisi ile yarım yüz yıl önceki bir mahalle kabadayısı veya suç örgütü mensubunun devlete ve polise bakışı maalesef farklı. Ayrıca yurt dışından ülkemize el altından kaçak yollarla metanfetamin tarzı uyuşturucu sokanlar, bunları kullanan torbacılar da çoğu zaman bu yasaklı maddelerin etkisi altında olup polise karşılık verebildikleri duyuyor, okuyoruz. Eskinin tabiriyle “keş” durumda olduklarından da ötürü belki polise saldırabilmektedirler.

Bu arada hemen belirtelim ki ne eskisi ve ne de yenisi hiçbir illegal oluşum ne takdir edilir, ne de saygı duyulur. Bizimkisi bir vakıayı ortaya koymak.

Gelelim askerlik meselesine: Öncelikle büyüklerimizden dinlemiştik bitmeyen askerlik anılarını. Sonrasında büyüdük ve bizler de askerlik ile ilgili anılarımızı zaman zaman ortamlarda anlatır olduk. Şimdiki nesil ileride ne anlatacak acaba? 18 ay askerlik yapan bizler neler anlattık neler. 6 aylık askerlik yapanlar da elbette bir şeyler anlatacaktır az da olsa. Peki ya paralı askerlik ile askerlik yapmayanlar ne anlatacak? Ben şahsen askerliğin para ile yapılmasına karşıyım. Bu devlete vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes yapmak zorunda olmalıydı bu vazifeyi. Derlerdi ya vatani görev için “vatan borcu namus borcu” diye. Ama değişim dönüşüm her zaman ve her yerde. Askerlik vazifesi de para ile yapılabiliyormuş. Kim bilir, belki de böylesi daha iyidir diyebilirsiniz. Profesyonel askerlik gibi bir durum ortaya çıkmışsa uzman çavuşluk adı altında büyüklerimiz elbette ki düşünmüş ve uygulamaya koymuştur. Ama ben yine de fikirde özgürlük kapsamında herkesin askerliğini yapması gerektiğini düşünenlerdenim. Bizim zamanımızda şöyle bir deyim vardı: Bir kişi askerlik yapmadan adam olmaz. Trakya’da askerlik yapamamış olana kız verilmediğini yine askerdeki bir Trakyalıdan duymuştum. Polislikte tabii ki saygı duyulan ve başımız sıkıştığında ilk elden feryadımızı işiten meslek grubu. Ama askerlik başka. Asker ocağı, peygamber ocağı benzetmesini boşuna yapmamış öncekiler. Bizim zamanımızda erkekler askere gider vatani görevini yaparken değişim dönüşüm sonucunda parası olanın parasını ödediği ve gitmediği bir vatani hizmet döneminde maalesef mafyada değişim dönüşüm geçirdi ve bizi koruyan kollayan güvenlik görevlilerine pusu kurar oldu. Ne alakası var diyebilirsiniz, olabilir, belki haklısınızdır da ama ben yine de herşeyin herşeyle ilişkili olduğunu düşünenlerdenim.

Kitap Zamanı: Batmanlı genç bir yazarımız Ardıl Oğurlu. 2010 doğumlu olduğunu duyduğumda şöyle düşünmüştüm: Ne o öyle araba alırken ki 2010 model der gibi. Bu yaşta böyle bir yazarımız mı varmış? diye. Ama öyle, gerçekten de Batman’da bir lisede okuyan, bir miktar sağlık sorunu yaşayan güzel bir kardeşimiz var. Hayatı mücadelelerle geçmiş bir yiğit insan. Derler ya, öldürmeyen hastalık insanı daha da güçlü yapar diye. İnşallah bu genç kardeşimiz de çok sağlıklı olacağı günlere kavuşacaktır. Esere gelince; Virgül yayınları tarafından 2024 yılında basılan eserin ismi Mark Gorphe Gizemi. Bir solukta okuyabileceğiniz bu akıcı cinayet romanı için kendisine teşekkür ediyorum. Liseye giden kızıma da tavsiye ettim ve o da okudu. Zamanımız gençliği Tiktok gibi uygulamalardan başlarını kaldırıp da ders kitaplarına bile bakmaz iken bu genç kardeşimizin kendi jenerasyonundan farklı olarak ayrıca kitap yazması bir teşekkürü değil, bin teşekkürü hak ediyor. Eğitimci bir babanın çocuğu olan Ardıl isminin ileriki yıllarda çok daha ses getirecek kitaplarla okurlarıyla buluşacağına inanıyorum.

Yazarın Son Yazıları
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.