4 Şubat günü terör devleti İsrail’in eli kanlı Başbakanı Netanyahu ile ABD Başkanı Trump Beyaz Saray’da bir araya geldi.
Radikal değilim, solcu molcu da değilim ama gerçekten sempatizanları militan ve militanları da birer fanatiğe çeviren Gazze olayları ve sonrasında deklanşörlere takılanlar pes dedirten cinsten. Çeşitli yayın organlarından aldıklarımı paylaşıyorum:
“ABD Başkanı Donald Trump, “ABD’nin Gazze Şeridi’ni devralacağını” belirterek, “Buranın sahibi olacağız ve sahadaki tüm tehlikeli patlamamış bombaların ve diğer silahların sökülmesinden, sahanın düzleştirilmesinden ve yıkılmış binalardan kurtulmasından, bölge halkı için sınırsız sayıda iş ve konut sağlayacak bir ekonomik kalkınma sağlanmasından sorumlu olacağız” dedi.”
Demek ki neymiş, Gazze ve sonrasında ülkemizinde içinde yer alacağı (çok beklerler) Arz-ı Mevud için insansızlaştırma projesi hayata geçirilmiş. Ümmet uykuda ama zinde güçler iş başında. Demezler mi adama; ikinci dünya savaşında kullanılan mühimmattan çok daha fazlasını ateşleyen İsrail’e bu silahları ABD vermedi mi? Yıkılan binalardan söz ediyorsunuz, bu binaları çoluk çocuk demeden dümdüz eden kuduz köpek İsrail değil mi? Bölge halkı sizin o uğursuz ve nemrut suratını görmek istemiyor ki onlara iş vermenizi beklesinler. Onbinlerce ölü ve yüzbinlerce yaralı bıraktınız enkazda ve şimdi de hiçbir şey olmamış gibi, sanki doğal bir afet sonrası yardım eli uzatıyormuş gibi konuşuyorsunuz.
“Trump, Gazzelileri başka ülkelere yerleştirmeyi önerdi”
Babasının toprağı ya, istediklerini istedikleri yere yerleştiriyorlar. Koskoca İslam ümmetinden tek bir devletin dahi yardım etmediği, ticareti kesmediği ve ancak kuru gıda ve su gibi malzemelerle vicdanını rahatlatmaya çalıştığı alçak ve korkakça saldırılarda yerle bir olan Gazze, yine kendi aslan yürekli Mücahidleriyle, tünelleriyle ve ilkel füze sistemleriyle Ümmeti Muhammedin şerefini üstlendi. Ayaklarında terlik, sırtlarında hırka ile dünyanın beslemesi İsrail’e direndi. Bu şerefe biz layık olamadık. En fazla ölüm vardı ucunda.
“Trump, “Filistinlilerin Gazze’ye geri dönmek istemesinin nedeni, bir alternatiflerinin olmaması” iddiasını yineledi.”
Vatan sevgisi nedir bilmeyenlerin Filistin halkını anlaması zaten beklenemezdi. Çünkü Trump ve avanesi, daha doğrusu ABD’nin beyazları İngiliz kökenlidir. Kendi anavatanlarından bu kıtaya yerleşmişler ve sonrasında da Bağımsızlık Savaşıyla kendi ordularıyla savaşmış olduklarından her milleti de kendi milletleri gibi BEASIL zannediyorlar. Dünyanın en güzel bölgesine de gönderseniz bu insanlar yine de “vatanım da vatanım” diyeceklerdir.
“Trump’ı İsrail’in Beyaz Saray’da sahip olduğu “en büyük dost” olarak niteleyen Netanyahu… ” ve de Trump’ın İsrail Başbakanı Netanyahu’unun sandalyesini çekmesi”…..
Tabii ki de en büyük dost diyecek, çünkü dünyanın silahını ve mühimmatını kendisine bu ülke sağlıyor. Ama inancımız odur ki “küfür devam eder ama zulüm asla” ve bu yüzden de tarihteki tüm zorba Firavunlar gibi bu iki ülkede yaptıklarından ötürü ileriki zamanlarda büyük bedeller ödeyeceklerdir.
ABD, İsrail ve sözüm o’na dini İslam olan ülkeler için Mehmet Akif ERSOY’un bir şiirini paylaşıyorum:
Suanmayın:Şevk-ı şehadetle coşan bir kan var!
Bizde leşten daha hissiz, daha kokmuş can var!
Bakmayın, hem tükünü çehre-i marmdırımıza!
Tükürün: Belki biraz duygu gelir arımıza!
Tükürün milleti alçakça vuran derbelere! Tükürün onlara alkış dağıtan kahpelere!
Tükürün Ehl-i Salib’in o hayasız yüzüne! Tükürün onların asla güvenilmez sözüne
Kitap Zamanı: Kemal Tahir’in Kelleci Memet romanı. İthaki yayınları tarafından 2022’de basımı yapılmış. Sol görüşlü bir kişinin Orta Anadolu’da bir hapishanede yaşadıkları, gözlemleri ve ikinci dünya savaşının başlangıç yıllarındaki Anadolu insanının iç dünyası ve yaşamı hakkında eşsiz bir eser. Şiddetle olmasa da o yılların havasını teneffüs etmek isteyenler için tavsiye edilir.