“Üniversite sayısı artıkça eğitim kalitesi düştü”

Batman’da doğup büyüyen ve üniversiteyi okumak için doğduğu kentte ayrılan Ömer Sencar, Doğu Akdeniz Üniversitesi Mimarlık Fakültesi İçmimarlık bölümünü birincilikte bitirerek şeref öğrencisi olarak bitirdi.

“Üniversite sayısı artıkça eğitim kalitesi düştü”
Yayınlama: 03.02.2025 12:22:24
69
A+
A-

2008 Yılında Ankara’ da İNAR YAPI firmasını kurup, ofis binası, futbol tesisi, otel, villa, konut, cami vb. birçok özel projelere imza atan Sencar, başarılı hayat hikayesini siz değerli okurlarımız için anlattı.

 

* Kısaca kendinizden bahseder misiniz Ömer Sencar kimdir?

– 20.11.1981 Batman’da doğdu. İlk ve ortaokulu Batman’da okudu, liseyi Batman Endüstri Meslek Lisesi, elektrik bölümünde okuyup mezun olduktan sonra 2001 yılında Doğu Akdeniz Üniversitesi Mimarlık Fakültesi İçmimarlık bölümünü (İngilizce) özel yetenek sınavı ile kazandı. Bölümü birincilik ve şeref öğrencisi olarak bitirip 2007 yılında mezun oldu. Aynı sene YÖK denkliğini alarak 2008 yılında Ankara’ da İNAR YAPI firmasını kurup, ofis binası, futbol tesisi, otel, villa, konut, cami vb. birçok özel projelere imza attı. 2014 yılında TMMOB İçmimarlar Odası Ankara Şube 2. Dönem Yönetim Kurulu, 2016-2022 yılları arasında TMMOB İçmimarlar Odası Genel Merkez yönetiminde Genel Sekreter ve Yönetim Kurulunda Başkan Yardımcısı olarak göreve seçilip 28. dönem Milletvekilliği için görevinden istifa etti. 2022 yılında TAPLAK (Tasarım ve Planlama Akreditasyon Derneği) kurucularından olup Yönetim kurulu üyeliği devam etmektedir. 2021 Yılında GSYİAD ve ve 1905 AGS derneklerine üye olup birçok sosyal sorumluluk projelerinde aktif rol aldı. 2023 yılında Galatasaray Kongre üyesi oldu. 2022 yılında Ankara’mızı 3. Lig 3. Grupta temsil eden Çankaya FK Genel Sekreterliği görevi ardından başkan vekilliği görevini getirildi ve halen devam etmekte. Orta derece İngilizce, iyi derece de Kürtçe bilmektedir. Evli ve Berra, Beren adında 2 kız çocuğu babasıdır.

* Mimarlık niçin önemlidir?

– Mimarlığın neden önemli olduğunun yanında bir iç mimar olarak iç mimarlığın da öneminden söz etmek isterim. Öncelikle mimarlık, insanoğlunun varoluşuyla barınma ihtiyacını karşılamak için inşa edilen yapılarla başlamış. Çağlar boyunca insanoğlu yaşadığı coğrafyanın iklim, doğa vb. şartlarına göre mimari tarzları ortaya çıkmıştır. Modern mimariyle birlikte, iç mimarlık mesleğinin de geliştiğini görmekteyiz. Mimarlık üst başlığı altında birçok mimarlık mesleği vardır. Bunlar mimar, iç mimar, peyzaj mimarı ve hatta çağımızın ihtiyaçlarına göre cephe mimarisi, aydınlatma mimarisi, akustik mimari gibi meslekler de ortaya çıkmıştır. İç mimarlık bir mekanın işlevsel gereksinimlerini karşılamakla kalmayıp aynı zamanda estetik ve konforu da optimize eden tasarım disiplinidir. Mekan içi düzenleme, renk seçimi, mobilya yerleşimi ve aydınlatma gibi unsurların dengeli bir şekilde bir araya getirilmesini gerektirir. Bu durum da iç mimarlığı çok özel ve önemli kılar.

* Türkiye mimari açıdan doyurucu mudur?

– Türkiye’de, Cumhuriyetin ilk yıllarında Osmanlı mimarisi ön plana çıkmıştır. 1950’ye kadar Almanya, Avusturya’dan mimarların Türkiye’ye gelmesiyle Bauhous mimari akımını Türkiye’de örneklerini devlet kurum binalarında görmekteyiz. 1950’den sonra ülkemizde birçok modern bina inşa edilse de köyden şehirlere göçten dolayı 1980 yılına kadar gece kondu yapıları kentlerin görünür kimliğine hakim olmasından dolayı çarpık kentleşmeyi görmekteyiz. Ülkemizde yetişen çok değerli mimarların olduğunu projelerin birçok ulusal ve uluslararası ödül almasına rağmen, ülkemizde mimari ne yazık ki doyurucu değil. Müteahhit mimarisinin revaçta olduğu bir dönem yaşıyoruz. Umarım ileride ülke mimarisini, bölgeye ve bölge iklimine uygun şartlarda projeler yaparak insanların daha rahat, güvenli, konforlu ve en önemlisi çevreci projelerde buluştururuz.

 

* Türkiye’de son yıllarda mimar sayısı çok arttı bunun avantajları ve dezavantajları nelerdir?

– Dezavantajından bahsedip nedenlerini konuşmak daha faydalı olacağımı düşünüyorum. Maalesef ülkemizin kanayan yarası Eğitim. Neden eğitim diyorum; çünkü Türkiye’nin her ilinde üniversitelerin açılması, büyük şehirlerde binalara da üniversitelerin açılması eğitim kalitesini dibe vurmakla kalmayıp birçok meslek popülasyonunu artırmıştır. Özelikle mimarlık, iç mimarlık mesleklerinde bu daha çok görülmektedir. Ben bu konuda kendimi çok şanslı sayıyorum. Okuduğum dönemde ders aldığım hocaların 12’si profesördü. Şu an üniversitelerde ders veren hocalara baktığımda profesörü geçtim doçent hoca bile yok. Mezun olan arkadaşlar meslekle ilgili çok az bilgi ve birikimlerinin olduğunu üzülerek görüyorum. Üniversite sayısı artıkça maalesef eğitim kalitesi düştü. Biran önce akredite kurumların üniversiteleri tek tek eğitim müfredatından, eğitmen kadrolarına kadar incelemesi, şartları uymayan tüm eğitim kurumların kapanması gerektiğini düşünüyorum.

 

* Sizin yaptığınız projelerde özellikle nelere dikkat ediyorsunuz?

– Genellikle projelerden önce kullanıcılarla uzun toplantılarla başlıyoruz. İhtiyaçlarına göre tasarım aşamasına geçiyoruz. Yapının tarzını da göz önünde bulundurarak maksimum kullanım alanı oluşturup, mekanın işlevsel gereksinimlerini karşılamakla kalmayıp aynı zamanda estetik ve konforu da optimize edecek şekilde projelerimizi müşterinin beğenisine sunuyoruz. Bu anlattıklarım projelerin büyüklüğüne göre 1 ile 3 ay arası sürebiliyor. Proje sunumu zemin, duvar, tavan projeleri, sistem detayları, üretim detayları, mobilya detayları vb. 25 paftadan oluşan 3D görsellerin hazırlandığı sunumlar oluyor. En son yaptığım projenin tasarım aşaması 5 ay sürdü. 10.500 m2 kapalı alanın müşterinin tüm ihtiyacını karşılayacak şekilde tasarlanıp uygulaması yapıldı.

 

* Mimari açıdan geçmişle günümüzü kıyas edecek olursak neler söylersiniz?

– Günümüz mimarisinin, sanayinin gelişmesiyle çok farklı malzemelerin inşaatlarda kullanılmasından dolayı göze daha güzel gözükebilmekte. Ancak ben eski mimarileri daha çok beğeniyorum; çünkü eskiden yapılan mimari projeler daha çevreci ve kullanım açısından çok daha kullanışlı olduğunu düşünüyorum. Örnek vermek gerekirse eski Karadeniz Evlerini düşünün Ahşap Evler, İklimin nemli ormanın bol olduğu yerlerde yapı malzemesi olarak ağacın kullanıldığı konut tipidir. Taş evler, ormanların geniş yer kapladığı Karadeniz Bölgesi’nde yaygın olarak kullanılır. Yağmurlu iklimden dolayı çatı ile binanın üstü örtülmekte. Pencerelerin sık, ince uzun olması, ışığı içeri daha iyi alabilmek için yapıldığı bölgeye uygun mimari tipidir. Güneydoğu bölgesini düşünürsek tek katlı veya 2 katlı havlulu, havlunun içinde ufak havuzların olması, kuru havanın nemlenmesi için yapılmaktadır. Genellikle çatı yerine, dam dediğimiz düz alanlar inşa edilmiştir. Kısaca Güneydoğu Anadolu’nun taş konut mimarisi, Doğu Anadolu’nun ahşap hatıllı taş mimarisi, Doğu Karadeniz Bölgesi’nin tipik ahşap iskeletli ev mimarisi, Marmara Bölgesi’nin ahşap konut mimarisi, Ege ve Akdeniz Bölgesi’nin kübik düz damlı, taş konut mimarisi, Orta Anadolu’nun özellikle Kapadokya yöresine özgü taş ve kerpiç konut mimarisi, İç Batı Anadolu ve Orta Anadolu küçük yerleşmelerindeki kerpiç dolgulu kâgir ahşap konut mimarisinden bahsedersek eski mimariler bölgelere göre kendi tarzını oluşturmuş. Günümüzde devletin kurumu olan TOKİ projelerine bakacak olursak Güneydoğu’da yaptığı proje de aynı Karadeniz’deki proje de aynı, doğuda yapılan proje de aynı. Bölgelerin iklim, doğa şartlarına göre tasarımların yapılmaması kullanım açısından daha çok maliyetli olduğunu düşünüyorum.

 

* Batman’a dair bir projeniz var mı?

– Çok güzel bir soru, bunun için teşekkür ediyorum. Batman’da diğer şehirler gibi dikey mimariye ayak uydurduğunu görüyorum. Bu tarz mimarilerde, ilk olarak komşuluk kültürü kaybolur. Batman için hayalimdeki projeyi anlatabilirim. İleride şartlar uygun olursa bu projeyi hayata geçirmeyi çok isterim.  Batman’da mahalle kültürüyle büyüdüm. Yatay mimarinin en güzel örneğidir. Mahalle kültürü nedir? Komşuların bir arada olduğu, çocukların tüm gün sokakta oynadığı, hayatımızın en güzel günlerinin geçtiği mekanlar. Batman’da o eski kültürü yaşatacak bir proje hayalim var. Yatay mimari, sokakların olduğu, avlusu olan maksimum 2 katlı evlerin olduğu bitişik nizam evleriyle Mahalle Batman Evleri. Umarım bir gün gerçekleştiririz.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.