Her şey yalan…
Tek gerçek ZAM…ZAM…ZAM…
Son günlerin tek önemli gündemi, ardı arkası kesilmeyen zamlar…
2021’in son aylarında başlayan ve 2022’nin daha ilk günden başlayarak soluksuz devam eden zam kasırgası dinmek bilmiyor.
Zamla oturuyoruz, zamla kalkıyoruz…
Bu süreci bir futbol maçına benzetmek gerekirse sanırım Almanya ve Foreo Adaları maçı olurdu.
Her anı, her dakikası Foreo Adaları kalesine atakla geçiyor sanki.
Yağmur gibi…
Zam yağmuru öyle bir şey ki koruyacak bir şemsiyesi bile yok.
Elektrik, doğalgaz ve akaryakıta peşpeşe gelen zamlar, otomatikman iğneden ipliğe her şeye zam anlamına geliyor.
Ülkeyi yönetenler heryerde çıkıp asgari ücrete yapılan yüksek zammı konuşuyorlar, övünüyorlar.
Üstelik asgari ücrete yapılan artışın son zamlarla birlikte geri alındığını bile bile.
Haftosonu şöyle biraz hava almak için şehri uzaktan kuşbakışı gören bir yere gittik arkadaşlarla.
Biraz ötemizde bizimle aynı düşüncede olan bir gurup daha vardı.
Hararetli konuşmalarını rahatlıkla duyabiliyorduk.
İçlerinden biri şunları söylüyordu; “Daha maaş cebimize girmeden elektrik olarak, doğalgaz olarak bizden geri aldılar. Geçim derdimiz maaşımıza yapılan zam öncesinden daha da arttı. Zaten geçinemiyorduk, bundan sonra hiç geçinemeyeceğiz. Maaşımıza yapılan zamma sevinemedik bile.”
Dağın başında bile zam konuşulur hali geldi ne yazık ki.
Şehrin gürültüsünden uzak bir yere belki stres atmaya giden bu guruptakiler sanırım daha çok stres oldular.
Karamsarlık almış başını gidiyor.
Kimse yarın ne olacak, ne kadar zam gelecek bilmiyor.
Gruptan bir diğer kişi, gelen zamlara çok ta şaşırmadığını söylüyor ve ekliyordu; “Bu zamların geleceği önceden zaten belliydi. Dur bakalım bu daha iyi günlerimiz, Döviz ve akaryakıt böyle yükselmeye devam ederse fiyatların daha da artacağı kesin. Allah hepimizin yardımcısı olsun. Maaşımızı belki dolarla almıyoruz ama ülkeye her şey dolarla geliyor. Yaptığımız her harcamayı dolar bazlı yaptığımız için ister istemez halkı etkiliyor.”
Ekonomide öyle büyük bir delik var ki, hükümet sanırım ekonomide açılan bu deliği kapatmak için vergilerle, zamlarla millete yükleniyor.
Ama bu açığın böyle kapanmayacağı kesin.
Akaryakıta sadece son bir yıl içinde tam 46 kez zam yapılmış.
Ama öyle böyle zamlar değil.
Eskiden zamlar kuruşla yapılırdı, şimdi lira lira yapılıyor.
1970’li yıllardan bu yana kuyruk görmemiştim, son zamlarla birlikte akaryakıt istasyonlarında uzayan kuyruklara rastlıyoruz.
Dolar arttıkça her şeye zam geliyor. Peki dolar düştüğünde neden fiyatlar da düşmüyor? Bu sorunun cevabını verebilecek bir kişi var mı? Zamları dolara endeksleyenler nereye kayboldular?
Yahu bu kişiler hesap kitap bilmiyorlar mı?
Dolar 18 TL’ye çıktığında bir aracın benzin deposu 640 TL’ye doluyordu.
Şimdi dolar 14 TL’ye indi ama aynı depo 745 TL’ye doluyor.
Bunda bir tutarsızlık yok mu?
Dolar 18 TL iken benzin 11 TL’ydi. Dolar bugün 14 TL, benzin de 14 TL oldu.
Şu sıralar bilmem dikkatinizi çekti mi.
Sokaklarda, caddelerde bir hafta önceki araç kalabalığını göremiyoruz.
Neden acaba diye soranlar varsa söyleyelim; benzine ardı ardına gelen büyük zamların ardından vatandaş artık aracını otoparka çekti. Uzun bir süre de çıkaracağını tahmin etmiyorum.