Zaman zaman Kudüs’ün adı değişen yönetimlerle birlikte değişmiştir ve farklı isimler adı altında anılmıştır.
Örnek verecek olursak;
Müslümanlığın ilk döneminde Kudüs kentine, Latin kökenli Aelia’dan gelen İliya ya da Aramca Beş Mandela yani tapınak sözcüğü ile ilgili bulunan Beytül-makdis denildi. Kuds yani Kudüs adı ise yine aramca Karta de-kudşa bir diğer anlamıyla kutsallık kenti tamlamasındaki Kudşa’dan gelmektedir.
Daha önceki bölümlerde Kudüs’ün, İslamiyet açısından da önemli bir yeri olduğunu yazmıştım. Tabi bu durum diğer dinler olan Yahudilik ve Hristiyanlık için de aynı durum geçerli.
Hz Muhammed ve İslamiyet için Kudüs ile ilgili pek çok efsane ve rivayet de yazılmış ve söylenmiştir. Kutsal kitaplarda da Kudüs’ten bahsedilmektedir.
Kutsal kitabımız Kuranı Kerim’de yer alan Kudüs’ü Hz Muhammed (SAV) 624 yılına kadar Müslümanların kıblesi olarak kabul etmiştir. Kudüs’ün adı Kuranı kerimde, İsra Suresinde Mescid-ül Aksa diye geçer. Burada da anlaşıldığı gibi, hadislerde Kudüs kentinden bahsedilir. Kutsal olan Kudüs şehri ve bu şehrin ziyareti İslamiyet açısından oldukça büyük önem arz etmektedir.
Müslümanlar yaşamları boyunca hayatlarında en az bir kez, yılın belli zamanlarında hac görevini yerine getirmekle yükümlüdürler. Bu görevi maddi durumu iyi olanlar Mekke’ye giderek yaparlar. Hacdan sonra Kudüs’ü ziyaret etmek oldukça önemli ve kutsaldır.
Kudüs’ün İslamiyet inancında önemli bir yeri olduğunu bazı kaynaklardan da öğrenmekteyiz.
Kudüs Hz. Muhammed’in ifadesiyle “Ey Kudüs! Allah’ın seçtiği toprak ve onun kullarının vatanı senin duvarlarından dünya, dünya oldu. Ey Kudüs! Sana doğru inen çig taneleri bütün hastaliklara şifa getiriyor. Çünkü geldiği yer, Cennetin bahçeleri.” (Hz. Muhammed. Hadis, (Kütübüs-Sitte)
Kudüs’ün üç dine mensup halk arasında paylaşılamaması, beraberinde pek çok savaşları ve kargaşayı da birlikte getirmiştir. Zaman zaman bu durum orada yaşayan halkın ekonomik olarak zayıflamasına da sebep olmuştur.
634 yılında yapılan Ecnadeyn savaşı, Kudüs’ün İslam egemenliğine girmesinin başlangıcı oldu. 638 yılında ise Kent bazı koşullarda savaşılmadan ele geçirilerek yönetilmeye başlandı. Halife Ömer eski Tapınağın yerine bir mescit yaptırarak kişilerin dini inançlarının yerine getirilmesi sağlandı.
Böylece artık buraya yavaş yavaş Müslüman halk yerleşmeye başladı ve yerleşen halk içerisinde Kudüs’ün idare edilmesi için belirli kişilere belirli görevler verildi. Kudüs’e ilk yerleşen Müslümanlar Medineliler oldu.
Yazımın dördüncü bölümünde buluşmak dileğiyle hoşçakalın.