Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.
Söz söyleyene tesir etmelidir. Ziya Paşa Terkibi bendinde “onlar ki verirler, Lafil aleme nizamat, bin türlü teseyüp bulunur hanelerinde” der. Yani onlar çevreye söz ile laf ile nizam vermeye düzen vermeye çalışırlar ama kendi nefislerinde ve evlerinde çok sayıda eksiklik, yanlış, hata, isyan ve kusur vardır der. Sözün tesir olmasının en önemli şartlarından bir tanesi ve olmazsa olmazı, önce söyleyene tesir etmesidir.
Önce söylediklerine insanın kendisinin inanması ve uygulamasıdır. Ne kadar söylesen söyle, sen kendin uygulanmadığın zaman söylediklerin boştur hiç tesiri olmaz. Misal diyelim; bir evde anneyle baba namaz kılmıyorlarsa nasıl çocuklarına diyecekler kalkın namaz kılın. Ne kadar deselerde… Onlar kılmadıkları sürece hiç bir tesiri olmaz. Her şeyde de öyledir. İnsan önce kendi nefsinde uygulayacak, sonradan başkalarına anlatmaya çalışacak. Sosyal medyada olsun, camilerde yüz yüze olsun, diğer mecralarda olsun, vaiz vermekte olan bazı hocalarımızın, vaizleri insanda çok tesir ediyor. Manevi olarak dinleyende bir lezzet bırakıyor. Bazıları hiç tesir etmiyor, insanda bir manevi lezzet bırakmıyor. Çoğu kez insanlardan bu türlü eleştirileri duyuyoruz. Burada hocalarımıza bir ithamda ve bir atıfta bulunmuyorum. Bütün hocalarımız başımızın tacıdır. Sadece tesir yönünden halkımızdan gelen eleştirileri dile getiriyorum. Halk böyle diyor. Kıyamet günü insanların azaba en şiddetli uğratılanı, öyle der. Efendimiz aleyhi salat-ü ve selam bir adamdır, böyle çok bir azaba şiddetli bir azaba uğratılmışken, bağırsakları dışarıya çıkmışken, orda bir dolap beygiri benzetmesini de yapar. Efendimiz (s.a.v) etrafında onu tanıyanlar şaşırırlar derler ki; “Sana ne oldu? Sen dünyadayken iyiliği emreden, kötülükten sakındıran bir insandın, niye böyle azaba uğratılıyorsun.” Der ki; “Ben dünyadayken iyiliği emredip kendim yapmazdım. İnsanları kötülükten sakındırıp kendim O, kötülükleri işlerdim.”
Kıymetli okurlarım Cenabı hak teala hazretleri, beni İsrail alimlerine dolayısıyla kıyamete kadar gelecek bütün alimlere de seslenip; “İnsanlara iyiliği emreder kendinizi unutur musunuz? Bir de kitap okuyup duruyorsunuz. Kitabı okuyup dururken insanlara iyiliği emredip, kendinizi ihmal mı ediyor musunuz, düşünmüyor musunuz akletmiyorsunuz” diye soruyor. (Bakara süresi) Demek ki söz önce söyleyene tesir etmelidir.
Dua da buluşmak dileğiyle. Allah’a emanet olun. Hakka namzet ol.