TBMM’de basın toplantısı düzenleyen Batman Milletvekili Serkan Ramanlı, “Bu ülkede kanın akmaması için her türlü yolun meşru dairede denenmesi elbette ki olumludur. Toplumsal barışa hizmet edecek her türlü adıma HÜDA PAR olarak destek veririz” dedi.
HÜDA PAR Sözcüsü ve Batman Milletvekili Serkan Ramanlı, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Basın mensuplarının “MHP lideri Devlet Bahçeli’nin grup toplantısında gerçekleştirdiği konuşma ile ilgili nasıl bir değerlendirmede bulunuyorsunuz” sorusunu yanıtlayan Ramanlı, şunları söyledi: “Açıkçası MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bu ifadeleri alelade söylediğini, önünü arkasını düşünmeden sarf ettiğini tahmin etmiyoruz. Son zamanlarda basına da yansıdığı ölçüde; MİT mensuplarının Öcalan’la İmralı’da görüştüğü, buna dair bazı temasların olduğu ifade edilmişti. Hem Meclis Genel Kurulu’nda Devlet Bahçeli’nin DEM Parti Eş Başkanlarıyla tokalaşması ve geçtiğimiz hafta da yapmış olduğu açıklamanın bir devamı niteliğinde biraz daha belki çarpıcı ifadelerle yapmış olduğu bu açıklamalar dikkate değer. Bundan sonra nasıl adımlar atılır? Hükümet bu konuda nasıl bir tavır sergiler? Doğrusu şuanda söylemek erken. Söyleyeceklerimizin tamamı sadece birer tahminden ibaret olur. Toplumsal barışa hizmet edecek her türlü adıma HÜDA PAR olarak destek veririz. Çünkü esas olan insanımızı yaşatmaktır. Örgüt sadece Kürt meselesinin bir sonucundan ibarettir. 100 yıldan fazla bir süredir yaşanmışlıklar var. Esas meselemiz, hukuku olmadığı için tahakkuk edememiş bir kardeşliğin yeniden tesis edilmesidir. Eğer amacımız, gayemiz kardeşliğimizi hukuk temelinde kalıcı hale getirmekse HÜDA PAR olarak biz elimizden gelen bütün gayreti göstermeye hazırız. Eğer mesele sadece bu meselenin bir neticesi olan örgütün silah bırakması, artık şiddete başvurmaması, kendini lağvetmesi ise elbette ki bu konu elinde silah olanlarla görüşülmekle çözülebilir.”
Kan, silah ve şiddetin Kürt meselesini çözümsüzlüğü sürüklediğini ifade eden Ramanlı, “Silahı bırakmanın muhatabı şu anda silahı elinde tutanlardır. Bu bir açıdan önemli çünkü yıllardır biz ifade ediyoruz; bizim kardeşliğimizin hukukunun tescil edilmesi, tecelli etmesi için bugüne kadar 40 yıldır akan kan sadece çözümsüzlüğe sebebiyet vermiştir. Kürt meselesi; kanla, şiddetle, silahla çözülecek bir mesele değildir. Tam aksine bu sonuç Kürt meselesini çözümsüzlüğe itmektedir. Bizim odaklanmamız gereken çözümün tesis edilmesidir. Çözüme odaklanmamız gerekiyor. Örgüt silah bırakır, hangi şartlarda bırakır, bunun karşılığında neler yapılır, hangi yasal düzenlemeler yapılır? O ayrı bir konu. Ama bin yıllık kardeşliğimizin hukuk temelinde yeniden inşası için daha atmamız gereken çok adımlar var. Günün sonunda Kürtler, temel hak ve hürriyetlerine hem anayasal hem de yasal zeminde kavuşacak mı kavuşmayacak mı? Esas üstünde durulması gereken mesele budur. Önümüzdeki süreç neleri gösterir bilmiyoruz ama son olarak belki şunu ifade etmek gerekiyor. Bu tür süreçlerde, toplumsal barışa dair bir inancı bir ümidi olan herkes toplumsal barışa ‘evet’ der ama onlar kökleri içeride olanlardır. Ama dikkat edin kökleri dışarıda olanlar daima bu tür hususları hem istismar eder hem de sabote eder. Bunun da bilinmesinde fayda var” diye belirtti.