KOÇERLİK VE TARIMDAN BACASIZ FABRİKAYA…

Yüzyıllardır Anadolu topraklarında süregelen koçerlik sadece bir geçim kaynağı değil, aynı zamanda kültürümüzün, geleneklerimizin ve kimliğimizin ayrılmaz bir parçasıdır.

KOÇERLİK VE TARIMDAN BACASIZ FABRİKAYA…
Advert
Yayınlama: 11.02.2025 12:12:50
506
A+
A-

Ancak zamanla değişen ekonomik koşullar, teknolojik ilerlemeler ve turizmin yükselişi, bu kadim faaliyetlere yeni bir boyut kazandırdı. Modern dünyamızın ‘bacasız fabrikası’ olarak nitelendirilen otelcilik sektörü tam bu noktada devreye giriyor.

Renkli kişiliğiyle siyaset, spor ve iş dünyasında adından söz ettiren Batman Koçerler Derneği Başkanı Emin Çelik ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Keyifli bir söyleşide Çelik ile Batman’ı, ve ekonomisini konuştuk.

* Okurlarımıza kendinizi tanıtabilir misiniz?

Batman doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimimi Batman’da tamamladım. Vatani görevimi ifa ettikten sonra her göçer ailesi gibi ben de baba mesleği olan besicilikle uğraşarak ticaret hayatıma atıldım. Aslına bakarsanız her köçerin ticarete atılmadan önce mutlaka bir işi vardır, hayvancılık gibi… Siz doğduğunuzda hayvancılıkla gözlerinizi açıyorsunuz dünyaya…

Her ne kadar bir işiniz olsa da, hayvancılığı sürdürseniz dahi farklı meslek gruplarına yönelebiliyorsunuz. Gençler, belirli bir yaşa geldiklerinde alternatif mesleklere, sektörlere yöneliyor. İşte ben de onlardan biriydim. Öncelikle hayvancılıkla başladığımız işimizi, tarıma, ardından edindiğimiz ikili ilişkiler sonrası asfalt, inşaat ve en sonunda da bacasız fabrika olarak nitelendirilen turizm sektörüne yani otelciliğe yöneldim.

 

* Peki, neden turizm?

Düşünsenize, hayvancılıkla dünyaya gözünüzü açıyorsunuz, kendi alanınızın dışında bir sektöre yöneliyorsunuz. İşte bizim koçerlerin dünyaya bakış açısı budur. Bizler sadece hayvancılıkla değil edindiğimiz çevre, cesaretimiz, kurduğumuz ikili ilişkiler, girişkenliğimizle de harmanlanınca yapamayacağımız iş yoktur.

Tabii turizm farklı bir sektör, elbette ilgi alanımızın çok çok dışındaydı. En çok ihtiyaç duyulan mesleklere yöneliyordu. Fakat biz bir işe girişmeden önce mutlaka çevrede bir araştırma yaptık, sorduk, istişare ettik. Büyüklerimizin fikrini aldık, büyüklerimizin fikirleri bizim için bulunmaz bir nimettir.

Ben, turizm sektörüne girişmeden önce yaptığım araştırmada şunu gördüm. 1996 yılından bu yana otel yapılmadığını fark ettim. Nüfusumuz her geçen gün büyümesine rağmen, gelen yerli ve yabancı turistlerin otel ihtiyacının yetersiz olmasına rağmen maalesef yeni bir otelin açılışı gerçekleştirilmemiş.

Bizler de yaşadığımız bu coğrafyaya bilgi, deneyim ve tecrübelerimizi turizm sektörüne yönetmeye karar verdik. Otel sektöründe yaşanan boşluğu fark edince bugünkü otelimizin ilk temellerini atma kararı aldık.

Batmanlı olarak misafirperver bir toplum olduğumuzdan, bunu en iyi şekilde nasıl değerlendirebiliriz sorusuna yanıt aradık. Kâr amacı gütmeden işleteceğimiz otelimizin ismini

bereketli topraklar, kadim şehrin anlamını taşıyan Mezopotamya Oteli ismini vermeyi uygun gördük, mutluyuz, gururluyuz. İkinci bir hayalimiz ise 10 bin yıllık geçmişe sahip antik kent Hasankeyf ilçemizde de otel yapmak…

* Tanınan, sevilen bir mizaca sahipsiniz, neden siyasete atıldınız?

Doğrudur, bir dönem siyasete atılmışlığım vardı. Aslında Batman’da bulunan koçerlerin ‘sesi, dili, kulağı’ olmak istemiştim, başkaca bir sebebi yoktu. Biz koçerler nerelere yerleşirsek zamanla çevremizde binalar oluşur ve bizler sanki sonradan yerleşmişiz gibi kalırız. 1990’lı yıllarda Batman kent merkezinin üçte biri, besi çiftlikleriyle doluydu, Batman Park’tan Fatih Lisesini görebiliyorduk.  Zamanla verilen imar izinlerinden dolayı bizler de kent merkezinden uzak, besicilerimizin günlük çalışmalarını idame ettirmelerini sağlamak için yeni bir yerleşim alanı düşündük. Bunu hayata geçirmek ve besicilerimizin sesini duyurmak için siyasete atıldım.

Besicilerimize, 20’li yaşlarda yeni şehrin ‘besi çiftliğini kent dışına nasıl taşıyabiliriz?’ diye yeni bir yaşam alanı oluşturmak için büyük mücadele verdik. Kuyubaşı Cegeluye TOKİ mevkiinde 196 haneli konut yaptık ama birçok besici aileler o yerleşkeye pek sıcak bakmadı.

Yine iş hayatım boyunca siyasetle birlikte; Belediye Meclis Üyeliği, Batman Ticaret ve Sanayi Odası (BATSO) Meclis Başkanlığı, Petrolspor yönetiminde birkaç kez görev aldım. Dün olduğu gibi bugün de sporun ve sporcunun dostuyuz. Siyaset gerçekten zor, ben de son 10 yıldan bu yana siyasetten uzaklaştım. Dün dediğim gibi bugün de diyorum ‘Lütfen gençlerimizin önünü açalım, günümüz gençleri oldukça zeki ve atılgan’

 

* Şehrin ekonomisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Batman bir zamanlar bölgenin en güvenli şehriyken şu an Türkiye’nin en güvensiz kentleri arasında yer aldığı kanaatindeyim. İnsanlar kent merkezinde yaralanıyor, darp ediliyor veya öldürülüyor.

Madde bağımlılığı almış başını gidiyor, insanlar bir hiç uğruna öldürülüyor. Ümit ediyorum ki sivil toplum örgütlerimiz, vakıflarımız, derneklerimiz velhasıl Batman halkımız lobi oluşturarak, birliktelik içerisinde hareket ederek bu ölümlere dur der. Başta ben olmak üzere toplumun tüm kesimleri “Aman benim çocuklarıma bir şey olmasın, bana ne!” diye hareket ediyoruz.

Gündüz veya gece, kameraların önünde hiç fark etmiyor, insanlar birbirini halkın gözleri önünde ateş edip, yaralayıp, öldürebiliyor ve kimse de buna bir şey diyemiyor. Bunun da altında yatan temel nedenlerinden biri de madde bağımlılığı olduğunu düşünüyorum. Hukuki boşluklardan faydalanarak, cesaretlenerek bunu yaptıklarını düşünüyorum.

 

* Sizce kentte yaşanan olayların nedeni ekonomik kriz mi?

Elbetteki yaşananların tamamını ekonomik krize bağlamak doğru bir yaklaşım değil. Ekonomik krizle bir alakası olmadığını düşünüyorum. Ekonomik krizden kimler etkilenir? Durumu düşük olan insan ekonominin en yüksek olduğu dönemlerde de aynı durumdaydı. En kötü olduğu durumda da aynıydı. Orta kesimin de ekonomiden etkilendiğini düşünmüyorum. Büyük iş adamları ekonomiden etkilenebilir. Çünkü büyük iş insanlarının ticaretleri büyük olduğundan dolayı, işleri ters gittiği zaman çok büyük bedeller öder. Onun haricinde ben bunu tamamıyla sanal kumarlara bağlıyorum. Sanal derken özellikle bahis vs.  Bu tür şeylere bağlıyorum.

 

* Batman’a yatırım yapacak iş insanı hemşehrilerimize ne dersiniz?

Batmanlıların da, iş insanlarının da kendi memleketlerine yatırım yapmaları gerekiyor. Sadece bu iş adamlarıyla olacak bir şey değil. Bu, tamamıyla bu şehirde yaşayan her bir ferde bağlıdır. Dikkat ediyorum da, insanlar maalesef iş yerine giderken o iş yerine çalışıp fayda vereceği yere zarar veriyor.

İnsanların çalıştıkları yerlere, kendilerini ait hissetmeleri gereklidir. Tabi ben bunu genel olarak söylemiyorum. Zarar veriyor. Zarar veren bir insan da onun gibi bir sürü işçi, iş yerine çalışan bir sürü iş arkadaşı bunu yapıyor ve o adam ne yapıyor? Eninde sonunda batma durumuna geliyor. Can-ı gönülden çalışsalar, aidiyet duygusu oluştursalar, ekmek yedikleri yere destek olsalar, o adamın bir dahaki yatırımı daha da büyük olur. Batıda yapılan yatırımın pazarı büyük ve geniştir. Doğuda imkanlar kısıtlıdır ve buna rağmen batıdan gelip doğuda yatırım yapıyorsa insanların da buna yardımcı olması gerekir. Tamamıyla el birliği yapmak ve yatırımcıya kaçırmamak lazım. Kaçırmamak lazım diyorum ama maalesef kaçırıyoruz.

 

* Son olarak ne söylemek istersiniz?

Bu ülkede yaşayan herkes çalışmak için önünü gören, ticarete girdiği zaman bir yerden çıkmak ve bir şeyler yapmak zorundalar. Önemli olan şey huzurdur. Önemli olan aileni koruyabilip, memleketini koruyabilip huzur ve güven içerisinde yaşayabilmenizdir. Huzur olduğu zaman her şey olur. Ümit ediyorum ki memleketimizde, ülkemizde huzur olur. İnsanlar kardeşlik içerisinde, birbirini severek, birbirine inanarak, birbirine güvenerek yaşamaları temennisinde bulunuyorum.

 

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.