KÖKLÜ DEĞİŞİMİN BEDELİ

Hepimizin de bildiği gibi dünya üzerinde bulunan pek çok ülke, zaman içinde farklı farklı değişikliklerle karşı karşıya kalmaktadır. Bu değişiklikler her ülkede aynı olmadığı gibi, her ülkede kötü de değildir. Kimi ülkeler için dünya üzerindeki haritası olumlu yönde değişirken, kimi ülkeler için de bu durum tam tersidir.  Kimi ülke savaşı ve huzursuzluğu yaşarken, kimi ülkeler de refah seviyesini yakalanmıştır.

Gelişen her devletin, hem çevresindeki komşularına hem de sınırları içindeki tüm vatandaşlarına büyük katkısı bulunmaktadır. Halkın refah seviyesi, o devletin içindeki gelişmelerin ve ilerlemelerin ölçüsüne bağlıdır.

Bazı ülkeler halkın refah seviyesini yükseltmek için, uluslararası büyük projelere imza atarlar. Bu projeler ülke geleceğini büyük oranda etkiler.  Her yapılan proje, ülkeyi bir adım daha diğer ülkelerin önüne götürür. Bu durum ise, kişi başına düşen milli geliri arttırır. Sadece milli gelir değil aynı zamanda da, o ülkenin iş istihdamını yükseltir ve üretimini ileri düzeye ulaştırır.

Tabi ki bu gelişmelerin bir de olumsuz yüzü vardır. Nedir diye soracaksınız; Elbette bu güzel gelişmeleri çekemeyenlerin hesabı. Kime ve neye karşı? Tabi ki önüne engel saydığı ve gelişmesini istemediği devletlere karşı. Bir ülkenin gelişmesini istemeyen, ülke içinde ve ülke dışında kötü amaçlı insanların olması, yapılacak olan yeniliklerin önünde birer engeldir.

Her ülke ve ya herkes başarılı olan bir ülkenin başarısını  hazmedemeyebilir. Bu durum sonucunda ise, ortaya çıkarılmak istenen terör ve terörle birlikte ülkeyi sürüklemeye çalışılan ortam ise, kaos ortamıdır. Teknolojide ve bilimde ilerleyen kendi üretimini kendisi yapan, sanayide gelişen her devlet, sömürülmekten kurtulmuş demektir. Dışa bağımlı olmak yerine, pek çok unsuruyla kendi kendine yetebilecek duruma gelmiştir.

Yapılan bütün bu köklü değişimler aynı zamanda kötü niyetli kişileri de harekete geçirir. Çünkü gelişen ülkeler dünya ekonomisinden kendi payına düşen pastadan pay alır. Ve bu pay gün geçtikçe büyür. Böylece dünya ekonomisinde de söz sahibi olur. Tabi ki bu durum birilerinin işine gelmeyebilir.

Gelişen ülkeler köklü değişimi yaparken, aynı zamanda da, kendisine zarar gelmeyecek önlemleri de almalıdır.

Unutmayalım ki, meyve veren ağacı taşlarlar.